Blogumdaki kaynak belirtilmemiş tüm yazılar Emre Güney'e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Güçlü bilgisayarın mı var? Dururken kripto para kazansın. Hemen bir madencilik hesabı aç!

Taksim Gezi Parkıyla başlayan eylemleri takip ediyoruz

By |
Ortalık savaş alanıyken TV'ler

5 Haziran notu: İlâhi mekanizma her tür deneyimin tadılması için sayısız malzemeler sunar. Bu da onlardan birisi. Önemli olan olayları nasıl kullanacağınız ve neler çıkaracağınızdır. AKLINIZA GELEBİLECEK HERŞEY DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR. Olaylar sahnededir. ONLARLA NE YAPACAĞINIZA SİZ KARAR VERİN! ─ Emre Güney


Şaşırmadık! Dün gece (1 Haziran) kimi şehirler eylemlerle yıkılırken, insanlar uyumadan mücadele verirken TV kanallarında yarışmalar, halaylar, konserler, diziler hiç ama hiçbir şey olmamış gibi toz pembe yayınlarına devam ediyorlardı. Haber almak için başvurduğumuz tüm haber kanallarında en ufak bir işaret göremedik. Buna karşılık dış basından dünyanın en önde gelen gazeteler manşetlerinde, TV kanalları haberlerinde canlı ve banttan pek çok görüntü sundular. 

Herşey Gezi Parkı'nın yıkılması, ağaçlarının sökülüp yerine Topçu Kışlası temalı AVM inşaatı yapılmasına karşı 5 gün önce başladı. Ardından tüm milletin pek çok açıdan sabrını taşıran hükümet karşıtı ulusal bir eylem hareketine dönüştü. Şu durumda bulundukları şehirlerin meydanlarına yolu düşmeyen, internetten bilip de takip etmeyenlerin olaylardan hiç haberi yok. Amaç da bu. Satılmış basın ve medya mensupları ile görev ve yetkilerini sorgulamadan suça ortkaklık eden polis memurlarının uyanışı bu akşam evlerinde başlamış olmalı.

Eylemlerin en içinden ve canlı takip için şu hashtag linklerini ─ #direngeziparki #occupygezi #TürkiyemDireniyor #SesVerTürkiyeBuÜlkeSahipsizDeğil ─ kullanarak Twitter akışlarını takip etmenizi tavsiye ederim. Aşağıya bu akışlardan ikisini gömdüm. Ancak dedikodu, asılsız ve espri yayınların oranı oldukça yüksek olabiliyor. Araştırıp doğrulamadan bilgi paylaşmayın. 


Eylemlerde yer alan dostlar: Kışkırtılıp çevreye, polise zarar vermeyin. Sizi suça teşvik edip, coşturup üzerinize suç atmalarına, sizin tutukalamaya hak bulmalarına izin vermeyin. Gün bugündür! Daha doğru bir gün olmayacak. Spiritüel insan pasif insan değildir. Değişimin katalizörüdür. Değişim ruhlarda başlar, fizikte hayat bulur. Beklenen dinamikler sonuç vermiştir. Artık sen de sokağa ÇIKMALISIN! 13 Mayıs'daki öngörücü yazımı hatırlayın.
İstiklal gece 3:20
Sabah yürüyerek köprüyü geçenler

Taksim'de bulunanlar için önemli bilgiler
http://occupygezi.com/guide/
En başından beri bizi yaşananlardan esirgemeyen kahraman Halk TV
http://www.halkhaber.tv/ (öncelikli deneyin)
http://www.ecanlitvizle.com/halk-tv-alternatif/
Bilinen çevrimiçi canlı yayın akışları(eylemcilerin kendi çabaları ve imkanları doğrultusunda, şebeke müsait oldukça verilebiliyor)

1 Haziran akşamı Antalya'daki eylemdeydim:
21:30 gibi eve döndüm. Işıklar, Kalekapısı, Cumhuriyet Meydanı güvenli. Saatlerce hiçbir yerde tek bir polis görmedik. Ancak eylem koordine değil, ciddiyet ve planlama yok. Aynı meydanda 3-4 farklı slogan atılıyor. Sloganlar ciddiyetsiz. Küfürler atılıyor ve bol alkol tüketiliyor. Bu gibi olaylar karşı tarafa malzeme veriyor. Bazı sloganlar ise bir spor kulübünün şampiyonluk kutlaması gibi daha çok. Hiçbir tür mesaj içermiyor. Meydanı bir saat kadar yemek için terkettik. Boşalmalar başlamıştı. Yemekten sonra geldiğimizde yaz akşamı, festival-eğlence havası vardı. Oldukça boşalmıştı. Ancak insanlarda acaip enerji birikimi var ve bunu atmak için tutuşuyorlar. Atatürk ve 10. yıl marşlı su perdesi gösterisi başladığında meydan bir anda doldu. Toy gençlik ses bombaları falan patlatmaya başladı. Millet birbirini uyarıyor, polisi çekiyorsunuz diyor. Tekrar dağılma başladı ve son kez ayrıldık. Saat 22:00 gibi mahalle aralarında çanak çömlek düdük ve kornalar başladı. Antalya için en vahim durumun AKP Binası nedeniyle Çallı, Dokuma bölgesinde olduğu haberlerini alıyoruz.

3 Haziran ve sonrasında eylem, medya, iktidar üçgeni...
3 Haziran pazartesi günü ile birlikte medya ve basını eleştiren eylemler ve hatta ekonomik uyarılar, toplumda puanını kaybeden şirketler ve ağır şekilde yüklenilen büyük iş adamları ve kurumlar sonucu iktidar korkusu kırılmaya ve medya yön değiştirmeye başladı. Yabancı ortaklı ve ellerinde bankaları da bulunduran haber kanalları yurtdışından da aldıkları ağır eleştiriler ve halkın arasında ezildikçe, aşağılandıkça aşağılandılar. Kimi yazarlar ve programıclar kanallarından istifa ettiler. Sanatçılar, aydın insanlar, öğrenciler, memurlar, aklınıza gelebilecek her nesil ve sınıftan insanlar, teyzeler ve amcalar artarak meydanlara dökülmeye devam ediyor. Bunda medyanın dönmeye başlamasıyla gelişmelerin ciddiyetinden bihaber olan toplumun da aramıza katılmasında büyük pay var. Ancak gelişmeleri dikkate alıp programında değişiklik yapmayan RTE yurtdışında görüşmelerini yapmaya, yabancı kralların dedelerinin mezarlarını ziyaret edip yeni çıkar ilişkilerini kurma çalışmalarına devam ediyor. Bir yandan da direnişlerle ilgili fikri sorulduğunda oralardan kendi halkını, kültürünü aşağılayıp fırçalamaya, suçlamaları öfkeyle reddetmeye devam ediyor.

5 Haziran, polis direnci yumuşuyor, eylem daha organize hale geliyor.
Muhteşem görüntülere sahne oluyor Canım Türkiye'm. Polis artık en azından belli bölgelere hiç girmiyor ve halkın toplanmasına izin veriyor. Daha tehlikeli bölgelerde de saldırı harici tepki vermemeleri konusunda emir almaya başladılar. Arınç ve Gül'den ve diğer partililerden zaman zaman eleştiri, özür ve yumuşama söylemleri dinliyor, izliyoruz. Öncesinde tamamen kör ve sağır olan medya şimdi bundan başka konuyla ilgilenmez, Atatürk fotoğraflarını ekranlarından indirmez oldular. Medya ve basın çok, çok büyük bir sınav vermiştir ve bunlar hiçbir zaman unutulmaycak. Gazetecilik ve televizyonculuk tarihine yazılacak gelişmeler ve değişmeler yaşadık. Toplum pek çok alanda yıllardır içinde biriktirdiklerini dökmeye başladı. Medya ise kendi televizyonlarında toplumun tepkisini değerlendiriyor ve kendini masaya yatırmış eleştiriyor şu günlerde. Ortak talep, yurdumuzun bağımsızlığı, demokratikliği, laikliği ve modern anayasanı değiştirilmemesi, toplum üzerinde yaşayışlarla ilgili kurulan baskıların ve ayrımın sona erdirilmesi.
Ancak görünen o ki iktidar "toplanma ve gösteri yapma gibi" en temel demokratik ve anayasal haklar konusunda bile ciddi bir usulsüzlük ve aykırılık içinde. Hatta bunları bir hak olarak bile görmüyor.
Gezi Parkı kütüphane
Gezi Parkı yemekhane

Gezi Parkı market
İstek listesi

Geçtiğimiz gece gerek benim evin orası, gerek pek çok farklı yerdeki arkadaştan aldığım bilgiye göre mahalle içlerindeki tepkilerde ciddi bir artış var. Çanak çömlek, korna ve düdük sesleri, yanıp sönen balkon lambaları... Bana eski, bir ve bütün; kardeş Türk insanlarını hatırlatıyor ve duygulanıyorum. Gol için birbirlerini öldüren taraftarlar bile kol kola direniyor. Esnaf kapısının önüne meşrubat, ekmek, su bırakıyor; vatandaş camının önünde süt, limon, suyu eksik etmiyor; gönüllü doktorlar cafeleri, camileri revire çeviriyor yaralılara bakıyor. Parklarda açık büfeler kuruluyor, giysi standları açılıyor, kütüphane ve market çadırları kuruluyor. PARA GEÇMİYOR. İnsanlık çiçek açıyor. Yeni dünya için ışık toprağa iniyor canım Türkiye'm.
BBC World News'de eylemler


RT News


#direngeziparki #occupygezi #TürkiyemDireniyor #SesVerTürkiyeBuÜlkeSahipsizDeğil
Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa