Blogumdaki kaynak belirtilmemiş tüm yazılar Emre Güney'e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Güçlü bilgisayarın mı var? Dururken kripto para kazansın. Hemen bir madencilik hesabı aç!

Boyutlara Yönelik Temel Bilgiler

By | 21 comments
2012 süreci yaklaştıkça bu mesajın verilmesi aciliyet kazanıyor. Çünkü artık yaşam oyunumuzu 3.boyutun içinde oynadığımız zamanların sonuna geliyoruz.

Basitçe anlatmak gerekirse, bizim 3.boyut olarak bildiğimiz düşünme, hissetme ve davranış tarzları artık ortadan kayboluyor. Her insan 4.boyut bilinci ve deneyimine doğru bir değişimin içerisinde bulunuyor ve bunu da 5.boyut bilinci ve deneyimi takip ediyor.

Bununla birlikte, gezegendeki birçok insan bu değişim için hazır değil. Ancak değişim yine de gerçekleşiyor ve onun, neler olup bittiğinden haberdar olmayan insanlar için kolay ve rahat bir deneyim olacağını söylemek mümkün görünmüyor.

Buna rağmen, bu değişim, hâlâ muhteşem ve keyifli zamanlar olarak deneyimlenebilir. Değişim’in ve “boyutların” ne olduğuna yönelik bazı temel bilgiler sayesinde ve ayrıca düşüncelerimizi ve duygularımızı düzenleyebileceğimiz bazı basit uygulamaların eşliğinde, herkes bilincinin evrimini sağlayabilir ve sözü edilen yüksek titreşim alemlerine yumuşak ve keyifli bir geçiş yapabilir.

Eğer boyutların ne olduğunu bilmiyorsanız, üzülmeyin. Çünkü yalnız değilsiniz. Bizim 3.boyut olarak bildiğimiz yaşam oyununu oynayan birçok insan, bu oyunun aslında ne olduğunu ve nasıl başarılı şekilde oynanabileceğini açıklayan bir “kurallar kitabı”na sahip değil.

Bu yazı sözü edilen temel ve unutulmuş kuralları açıklayacaktır ve bunun yanırısa üçüncü, dördüncü ve beşinci boyutların ne olduğundan ve bunların neden şu anda yaşamınızın en önemli konuları olduğundan bahsedecektir.

Eğer bu boyutların yapılarını anlayarak onlar içerisinde oyununuzu sürdürürseniz, Değişim’in getireceği eşi benzeri görülmemiş değişimleri akıcı şekilde yaşarsınız. Ve bu sırada, birçoğu günlük yaşantımızdaki alışkanlıklarımızdan olan korkuya, çabalayıp durmaya, gerginliğe ve endişe yaşamaya gerek kalmaz.

Öncelikle, boyutların “ne olmadığını” açıklamama izin verin.

Boyutlar, mekan ya da mevki değildirler ve 3., 4., 5., 6. Boyut diye adlandırılmaları onların bir pastanın katları gibi çizgisel bir gelişim içerisinde oldukları anlamına gelmez. 3.boyut ya da 4.boyut sizin üzerinde oturduğunuz koltuk ya da çevrenizdeki duvarlar değildirler. Dünya gezegeninin kendisi de değildirler. Dünya bir “form”dur ve 3.boyutun artık bir seçenek olarak önümüzde olmadığı zaman geldiğinde, yani 4.boyutun içerisindeyken de oynayacağımız oyunun da önemli bir parçası olacaktır.

Boyutlar, sahip oldukları belirli frekanslar ve imkanlar ile rezonans halinde titreşebilecek olan herkese açık bilinç durumlarıdır.

Her bir boyutu, içlerinde oynamayı ve yaratmayı seçmiş olan varlıklar için neyin yapılabilir ve neyin yapılamaz olduğuna yönelik kurallara sahip olan bir farkı bir oyun olarak düşünebilirsiniz. Peki bu durumda 3.Boyut nedir?

3.boyut (buradan sonra 3B olarak geçecektir) çok az esneyebilen kurallara ve sınırlara sahip olan, yani genellikle katı inançlardan oluşan bir kutudur. Birçoğumuz bu oyunu uzun yaşamlar boyunca oynadığımız için, bunun bizim oynayabileceğimiz tek oyun olduğunu düşünmeye eğilimliyizdir. Ancak bu durum gerçek olmaktan çok uzaktır.

Yaşamımızı, yani düşüncelerimizi, duygularımızı ve hareketlerimizi yapılandıran katı 3B inançlarından birisi “çizgisel zaman”dır.

Çizgisel zaman, bize geçmişi ve geleceği içeren bir deneyimi “yaşama” fırsatı veren ve zorunlu olmayıp seçilebilir olan bir inanç ve yapılanmadır. Sonunda ise ölürüz. Çünkü bu çizgisel zaman inancı, kitlesel 3B bilincinin temel varsayımıdır ve yaşanılan olaylar birçoğumuzun doğru olduğunu düşündüğü ve buna göre hareket ettiği bu sözkonusu inancı doğrular şekilde ortaya çıkar.

Ancak şu anda hepimiz bu yaygın inancın illüzyonundan uyanma sürecindeyiz. Daha çok bilinçli hale geldikçe, 3B zamanının aslında çizgisel olmadığını ve kendisini sürekli tekrar ettiğini, yani döngüsel olduğunu farkederiz. Şu anda dikkatimizin çoğunu vermiş halde olduğumuz şeyler “geçmişte” yaşadığımız olaylardır. Geçmişte yaşanan gerçeklikleri onlara dikkatimizi vererek “geleceğe” yansıtırız. Bu şekilde aynı şeyi tekrar tekrar deneyimleriz.

Yani, 3B içerisinde zamanın yapılanması oldukça belirli ve sınırlıdır. Ancak yüksek boyutlara doğru ilerledikçe zamana yönelik deneyimimiz oldukça farklılaşır ve güç verici bir hale gelir.

Şu anda yaşanılan dünya deneyiminde hem 3.boyut bilinci, hem de 4.boyut bilinci bize açık durumdadır. Ancak birçoğumuz, 3B düşüncelerinin ve duygularının oluşturduğu oldukça köklü haldeki alışkanlıkları nadiren bırakırız.

3B bize hiçbir seçme şansı bırakmaz. Düşüncelerimizi, duygularımızı ve hareketlerimizi her an yeniden seçmek 4B ve 5B’ye has bir yetenektir. Biz bu bilinçli seçim yerine, karşımıza çıkan insanlara ve olaylara, inançlarımız ve aldığımız eğitim doğrultusunda bilinçsizce tepkiler veririz.

Dualite, 3B deneyimi içinde bir diğer katı yapılanma oluşturur. Yukarı/aşağı, sağ/sol, yapılmalı/yapılmamalı gibi… Atlantis’in 12.500 yıl önceki düşüşünden bu yana, benimsemiş olduğumuz yaşam tarzı yüzünden oldukça korkak bir yaşam sürdüregeldik. Bu korku nedeniyle iyiye ve kötüye, ve doğruya ve yanlışa dair çok net tanımlarımız oluştu. Sonuç olarak “bilinçsizce yargılama” alışkanlığı ortaya çıktı ve bu alışkanlık 3B düşüncelerinin içine işledi.

---

Biz 3B deneyimimizi büyük çoğunlukla beynimizin sol yarısıyla algılarız. Beynin sol yarısı akılcı düşünmenin merkezidir. Ayrıca 3B oyununu oynarken beynimizin sadece yüzde 5’i ila 10’u arasındaki bir bölümünü kullanırız. Birçoğumuz beynimizin geri kalanının da birşeyler yapıyor olması gerektiğini düşünür ancak bunun ne olduğuna ya da nasıl kullanılacağına yönelik bir fikrimiz yoktur.

“Gerçek şu ki, beynimizin bu geri kalan bölümü bizim 4. ve 5. boyutta ve hatta daha da ötesinde bulunabilmemizi sağlar.”

Biz aynı anda bütün boyutlarda tamamen bilinçli olarak bulunabilmemiz için gerekli olan bütün potansiyele ve ekipmana sahibiz. Ancak düşünce ve duygu alışkanlıklarımız uzun yaşamlar boyunca kökleşmiştir ve bizi 3B deneyimiyle sınırlanacağımız şekilde aptallaştırmıştır. Beynimizin sol tarafı, yani akılcı zihin, bildiği ve bilmediği şeyler konusunda nettir ve sabit kalır. Yani sadece öğrenmiş olduğu şeyleri tek gerçek olarak algılar ve farklı olasılıklar konusunda tutucudur. Bu nedenle bizi 3B düşüncelerinin ve imkanlarının dar çeşitliliği içerisinde tutabilmek için yorulmaksızın çalışır. Ve biz de genellikle bu çabaya teslim oluruz. Ama artık değil.

Değişim’in artmakta olan ışık enerjileri ve frekansları, beynimizi 3B’den çok daha geniş bir bilgi ve olasılık çeşitliliğine açık olacağı şekilde yeniden düzenlemektedir. Bu ışık enerjileri bizi bu şekilde 4B ve 5B deneyimlerine hazırlamakta ve bunu yaparken de bir yandan katı 3B kurallarını bizim bilincimizden temizlemektedir. Peki 4.boyut nedir?

4.boyutsal bilincin “kuralları”, 3.boyutun yapılanmasına göre daha belirgin ve gelişkin bir kolaylık, olasılık ve kapasite duygusu sağlar.

Örneğin, 4B içerisindeki zaman hep şimdiki zamandır. Odak, her zaman “an”a yoğunlaşmış haldedir ve şu anda neler olup bittiği ile ilgilenir. Bedenlerimiz doğal yapıları gereği zaten sadece şimdiki anı bilirler. Yani dünü ya da yarını bedensel olarak algılamak mümkün değildir. Ve biz de yüksek 4.boyut ile doğal uyum sahibi bilinçli varlıklar olduğumuzda şimdiki zamanın farkındalığı ve dikkati içerisindeki “an”da bulunuruz. Dikkatimiz şimdiki zamanın farkındalığı üzerinde yoğunlaştığı zaman seçebilme yeteneği yeniden ortaya çıkar. Bu sayede bütün olayları, onlara bağımlı olmadığımız duygusu içerisinde algılar ve dikkate alınacak bir bilgiden fazlası olarak değerlendirmeyiz. Bu şekilde düzensizlikten uzak bir platformda bulunuruz ve sadece bu haldeyken vereceğimiz tepkileri seçmekte özgür olabiliriz. Özgürlük sorumlu olmakla, ama sadece kendimize karşı sorumlu olmakla ilgilidir. Yüksek 4.boyutta, sorumluluk bir doğal yetenek olarak ortaya çıkar.

Paradoks olarak bilinen kavram ve olasılık da 4B bilinci içerisinde uygulanabilir hale gelir. Paradoks, basitçe, bir an öncesinde doğruyken şu anda doğru olamayabilecek ve aynı zamanda bir an öncesinde yanlışken şimdi yanlış olamayabilecek önermedir. 4B içerisinde paradoksun mümkün olması demek, herhangi bir deneyimi katı ve önceden belirlenmiş tanımlara göre yargılayıp geçersiz saymak yerine, o deneyimin tercih ettiğimiz versiyonunu ve titreşimini her an yeniden seçmemiz demektir.

An’ın içerisindeki 4B bilincine doğru ilerledikçe seçme gücü, sorumluluk yeteneği ve paradoksal esneklik sayesinde, oynadığımız yaşam oyununu mutluluğumuzu ve iyiliğimizi arttırmak adına değiştirebilme yeteneğimiz ortaya çıkar.

Ancak, 3B bilincinin katı yapılanmalarının Değişim tarafından tamamen temizlenmesinin ardından, 4B bilinci uzun vadeli bir seçenek olarak kalmayacaktır.

4.boyut gerekli olmasına rağmen kısa ömürlü olan bir süreçtir. Merdiven basamağına benzetebileceğimiz bir titreşim platformudur ve bizim 5B bilincine geçişimizde ortaya çıkan bir aşamadır. 5B, Dünya gezegeni ve üzerinde yaşayan herşey için asıl hedeftir. Başmelekler, 2015 yılına kadar Dünyanın tüm bilincinin beşinci boyutsal hale geleceğini söylemişlerdir.

Her ne kadar asıl hedef 5.boyut olsa da, 4.boyut da gereklidir. 5B’ye 4B’yi atlayarak doğrudan giriş yapmamız mümkün değildir. 3.boyuttan kalan bütün zihinsel ve duygusal yüklerden 4.boyuta girişte kurtulmak gerekmektedir. Ve 4.boyut içerisinde kendi düşüncelerimizin ve duygularımızın efendisi olduğumuz zaman 5.boyuta girebilmemiz mümkün olacaktır.

Bu noktada 5.boyutun ne demek olduğunu da değerlendirmemiz gerekmektedir.

5.boyut, büyük ölçüde 3. ve 4.boyutlardan tamamen farklı bir tarza sahiptir.

5B içerisinde zaman anlıktır. Yani herşey (tüm olasılıklar) aynı mekanda ve aynı an içerisinde var olur. 5B içerisinde dikkatinizi odaklarsınız ve aradığınız yanıt ya da deneyim tam olarak odaklandığınız zamanda ve yerde size ulaşır.

“İsteyin, verilecektir” (Matta 7:7)

5B içerisinde bulunduğunuzda, aradığınız yanıta ya da deneyime ulaşabilmek için hiçbir yere gitmek zorunda olmazsınız. Herşey, her an yeniden seçtiğiniz dikkat noktasına ve titreşime göre kolayca ve çaba gerektirmeksizin size gelir.

5B bilinci içerisinde titreştiğiniz zaman, 3B ve 4B içerisinde olduğu gibi form içerisinde yaratmazsınız. Bunun yerine ışık, ışık paternleri ve ışık frekansları içerisinde yaratırsınız. Yarattığınız şeylere ses, renk ve geometrik şekiller eklersiniz. Yaratıcı ile ve bütün Işık Varlıklar ile bilinçli bir şekilde etkileşimde bulunursunuz.

Bu yükseltilmiş bilinç içerisinde, akılcı zihin son derece küçük bir rol oynar. Olması gerektiği hale geri döner, yani küçük ve belirli odağı içerisinde fiziksel bedenin iyiliğine ve bakımına odaklanır.

Ancak 5B bilincinde bulunan titreşimsel evimize gitmeden önce 4B bilincindeki titreşimler ve olasılıklar üzerinde ustalaşmalıyız. 2012’nin ivmelenerek hızlanan getirilerine yaklaştıkça, Değişim’in birçok insan üzerindeki odağı bu yönde olacaktır.

Peki 4B bilinci üzerinde nasıl ustalaşabiliriz? Bunun yanıtı, 4B içerisindeki şimdiki zamanın araçlarıdır.

Daha önce de belirttiğim gibi, 4B şimdiki zaman içerisindeki “şu an”dır. Ancak şimdiki zaman 4 değişik aşamaya sahiptir.

2010 yılında, hepimiz üçüncü aşamaya geçiş yaptık. 2012’de ilerledikçe dördüncü, yani son aşamaya geçiş yapacağız. Bu aşamada, örneğin “bir elma istiyorum” diye düşündüğünüzde, o elma elinizde belirecek. Bunu söylediğim zaman bir çok insan son derece heyecanlanıyor. Ve gerçekten de bu son derece heyecan verici bir şey. Ancak… Evet bir “ancak” var.

Bu gezegendeki insanların ezici çoğunluğu kendi düşüncelerini, duygularını ve hareketlerini her an yeniden seçebilecek durumda olmaya hazırlıklı değiller. Ama bu duruma karşı yapabilecekleri bir şey yok. Her an yeniden özgürce seçebilme yeteneği, yüksek 4B bilincinin ve 5B bilincinin gerektirdiği temel bir yetenek.

3.boyutun yaratılmasının nedenlerinden birisi, düşüncelerimizin ve duygularımızın titreşimleri üzerinde çalışabileceğimiz ve onları bileyleyebileceğimiz bir oyun alanı sağlamaktı. Bunu gerçekleştirmek için 3B oyun alanında bir zaman kısıtlayıcılığı bulunmaktadır. Düşüncelerimizin anında tezahür etmesi yerine, düşüncelerimiz ve onların tezahür edişi arasında ya da başka bir deyişle o düşüncenin deneyimlenmesi arasında belli bir zaman farkı bulunmaktadır. Birçoğumuz, bu konu ile ilgili oldukça düzensiz bir durumdadır.

İstediğimiz şeye odaklanmak ve o şeyin zaman içerisinde ortaya çıkışına izin vermek yerine, öfke kusarız, düşkırıklığı yaşarız, endişeleniriz, canımız sıkılır, suçlarız, korkarız ve bunlar gibi bütün düşük ve uyumsuz düşünceleri ve duyguları ortaya koyarız. Daha da ötesi, düşüncelerimiz ve duygularımız ile yarattıklarımızın etkisinden uzakmışız gibi davranırız, çünkü düşüncelerimiz ile tezahür ettirdiklerimizi hemen o an içerisinde gözlemleyemeyiz.

Ama artık bu sona eriyor. 3B içerisindeki çizgisel zaman, şimdiki zaman içerisindeki tek bir nokta haline doğru çöküyor. Zaman kısıtlayıcılığı özelliği de aynı şekilde çöküş halinde bulunuyor. “Düşündüğümüz şeyin hemen o anda elde edeceğimiz şey haline dönüşmesi” gerçekliğinin öncesindeki bu zamanlarda, artık zihinsel ve duygusal alışkanlıklarımıza yönelik farkındalık geliştirmek için daha az fırsatımız var. BU SON DERECE CİDDİ BİR KONUDUR.

Bu konudaki iyi haber, bazı basit enerji uygulamalarının size her an düşüncelerinizi ve duygularınızı yönetebilmek konusunda yardımcı olabileceğidir. Böylece yüksek boyutlardayken şimdiki zamanda deneyimlenecek eşi benzeri görülmemiş yaşama ve yaratma fırsatı ve güçlüğü karşısında hazırlıklı olabilirsiniz.

Bu basit enerji uygulamaları ve araçları websitemiz Mastering Alchemy’den “ücretsiz olarak” edinilebilir. Ama şimdi izin verin, size bazılarını birkaç örnek üzerinden açıklayayım.

Değişim’in Bilinçsiz Düşüncelerinizi Ve Duygularınızı Temizlemesine İzin Vermek

Basitçe ifade etmek gerekirse Değişim, bir ışık frekansı dalgasını bizden “biz olmayan kısmımızı” temizlemek için kullanır. Ve bir diğer ışık frekansı dalgası da bize kim olduğumuzu anımsatır. Değişim, istenmeyen, bilinçsiz düşüncelerimizin ve tepkisel duygularımızın neden olduğu alışkanlıkların nerede depolandığını bilir. Ve ışık da bütün bunları titreşimimizden temizler.

Ancak bu düşük seviyeli düşünceler ve duygular temizlenirken, bizim farkındalık alanımıza girerler ve bu kaotik enerjileri bize hatırlatan durumları ve insanları kendimize mıknatıs gibi çekeriz. Peki bu güçlü enerjiler ortaya çıktıklarında onlarla nasıl başa çıkabiliriz?

Bunun yanıtı onlara “izin vermektir”. Eğer siz onları ortaya çıktıklarında, onlara bağımlı olmadığınız duygusuyla sadece gözlemlerseniz, bir yandan da onların sadece temizlenmek üzere ortaya çıkmış olduklarını bilir halde bulunursanız hızlıca temizlenirler ve siz belki bu yaygara ile ilgili hiçbirşeyi hatırlamazsınız bile.

Ancak o kaotik düşünceleri ve duyguları yakalar ve onları çevrenizde tutarsanız, suçluluk ya da endişe duygusuyla dolu olmakta ısrar ederseniz, “iyi durumda değilim” ya da “bunlarla ilgili bir sorun var” gibi düşünceler üretmeye devam ederseniz, bu enerjiler sizin alanınızdan temizlenmezler. Değişim hızlanmaya devam ettikçe de bu durum onu sizin için sarsıntılı ve sorunlu bir yol haline dönüştürebilir.

Unutmayın ki, bu düşünceler ve duygular çoğunlukla size ait değildir. Onları kabul edip onaylayın ve sonsuza dek temizlenmek üzere ortaya çıkmış olduklarını bilin. İsterseniz birkaç kez derin nefes alın, yürüyüşe çıkın ya da müzik dinleyin ama mutlaka dikkat noktanızı daha yüksek titreşimli birşeylere çevirin.

Düşük 4.Boyutu ve Yüksek 4.Boyutu Anlamak

Değişim bir diğer önemli yönünü basitçe anlayabilmek için 4.boyutun iki parçadan oluştuğunu düşünün: Düşük 4B ve yüksek 4B. (Bu ayrım teknik olarak doğru olmasa da anlamak ve ifade etmek açısından kullanışlıdır.)

Daha önce belirttiğim gibi, 3B ortadan kalktığında bile “form” var olmaya devam edecektir. Yani evleri, arabaları, ağaçları deneyimlemeye devam edeceğiz. Ancak korkular, yargılar, suçlamalar, suçluluk, doğrular ve yanlışlar gibi duygusal enerjiler ortadan kalkacaktır. Bizi şu anda daha yüksek boyutlarda oyunumuza devam etmekten alıkoymakta olan bütün bu yoğun duygusal enerjiler alanımızdan tamamen temizlenecektir.

Ancak, 3B ortadan kaybolurken düşüncelerinizin titreşimlerine göre kendinizi düşük 4B’de ya da yüksek 4B’de bulacaksınız.

Astral alem ya da rüya mekanı olarak da adlandırılabilecek olan düşük 4B, 3B içerisindeki herkes tarafından üretilmiş olan bütün düşünceleri içermektedir.

Buradan anlaşılacağı üzere, düşüncelerimiz biz onları ürettikten sonra kaybolup gitmezler. Bunun yerine, düşük 4B içerisinde, kendilerine has ağırlıkları, yapıları, yoğunlukları ve duygusal yükleri ile var olmaya devam ederler. Ayrıca kendilerine benzer karakterde bulunan diğer düşünceler ile birbirlerini çekerler ve gruplar oluştururlar.

Tecavüz, baskı, kölelik, savaş, nefret vs. gibi bazı düşünceler ağır, yoğun ve karanlık hissettirirler. Buna karşın, “kelebekler, parkta oynayan çocuklar, sıcak bir bahar günü açan çiçekler” gibi düşünceler hafif ve basittir ve hava gibi bir titreşime sahiptirler. Bu tip hafif düşünceler nadiren 3B bilincinde kalırlar. Bunun nedeni, sözgelimi “güzellik” gibi birşeyin titreşimini hissedebilmek ve onunla hizalanabilmek için 3B bilincinden çıkıp şimdiki zamana, yani yüksek bir 4B alanına geçiş yapmamızın gerekiyor oluşudur.

“Güzellik”… Hepimizin bu duyguyu zaten biliyor olduğunu söyleyebilirsiniz. Bu doğrudur, çünkü şu anda hepimiz hem üçüncü hem de dördüncü boyutlarda aynı anda yaşamaktayız. Önemli olan kendimizi ne kadar sıklıkla “güzellik” gibi bir duyguya hizaladığımız ve o şekilde kaldığımızdır.

Işık, havanın hafifliği ve güzellik gibi düşünceleri kalbimize alabilmek bir 4B şimdiki zaman yeteneğidir. Bu titreşimler 3B’nin geçmiş/gelecek algısı ve acelesi içerisinde ortaya çıkamazlar. Çünkü böyle bir acele içerisindeyken durup şimdiki zaman algısına geçmek ve bir çiçeği koklamak çok da kolay değildir.

Ancak öte yandan, “ben yeterince iyi değilim”, “beni sevmiyorlar” ya da “başaramayacağım” gibi ağır ve rahatsızlık verici düşüncelerin 3B bilincinde kalma eğiliminde olduğu farkedilebilir. Bunun nedeni düşüncelerin elektrik ile ilgili, duyguların ise manyetik olmasıdır. Güzellik ve nezaket gibi hafif ve gevşek titreşimlerin elektrik yükü düşük ve yumuşaktır, bu tip titreşimler genişleme eğilimi gösterirler ve akıcıdırlar. Daha ağır ve daha çirkin düşünceler ise daha çok yüklüdürler ve bu nedenle manyetik duygular ile daha yoğun şekilde sarılıdırlar. Bu düşünceler nazik ve sevgi dolu düşüncelere göre sadece daha zor temizlenebilir olmakla kalmaz, ayrıca düşük 4B içerisinde kendilerine benzeyen diğer düşünceler ile birbirlerini mıknatıs gibi çekerler.

İçerisinde bulunduğumuz ve “ben yeterince iyi değilim”, “sen yeterince iyi değilsin” gibi düşüncelerle dolu olan manyetik bir alan bizim gerçekte kim olduğumuzu çok küçük bir ölçüde yansıtmaktadır. O sadece ağır ve bilinçsiz bir düşünce ile diğer ağır ve bilinçsiz düşüncelerin birbirini çektiği manyetik bir alandır.

Bu örnekler aracılığıyla, düşüncelerimiz ve titreşimsel karışımımıza eklediğimiz duygularımız hakkında farkındalık sahibi olmanın neden hayati öneme sahip olduğunu anlamaya başlayabiliriz.

Değişim’in ikinci dalgasının bunu bizim için gitgide daha da kolaylaştırıyor olması bizim için iyi bir haber. Biz, “Biz Olmayan” ağır enerjilerin bizi terketmesine izin verdikçe, Işık bizi yeniden düzenler ve bizi yüksek 4B titreşimlerine doğru yükseltir. Orada düşük seviyeli düşünceler ve duygular genel deneyimimiz için artık bir engel oluşturamazlar.

Orada kalp ile hizalanarak yaşamaya başlarız ve “kendimi seviyorum”, “mutluyum” ve “kendimden memnunum” gibi düşüncelerin sonuçlarını ve titreşimlerini deneyimleriz.

Kalp ile hizalanmış olmak doğal bir durum haline gelir, çünkü bu durum zaten yüksek 4.boyuttaki, 5.boyuttaki ve 6.boyuttaki doğal hizalanmamızdır.

Burada bazı konulara değinmek gerekiyor.

Hâla bizimle bulunan her türlü sınırlamalar, yargılar, reddedişler, suçlamalar, suçluluk duygusu ya da hınç, sıcak hava balonuna asılmış olan yükler gibidirler. Dördüncü boyutsal titreşim skalası içerisinde hangi yüksekliğe kadar yükselebileceğimizi bu yüklerin ne kadarından kurtulabildiğimiz belirler.

Her birimiz bu süreç içerisinde %100 sorumluluğa sahibiz. Düşük titreşimsel sözcükler, düşünceler ya da duygular gibi ağırlıklarımızdan kurtuldukça yüksek 4.boyutun büyük deneyiminin daha yükseklerine erişiriz. Geçmişin sınırlarını ve engellerini geride bırakırız ve onları 3B içerisindeki gözlemlerimizden kaynaklanan alışkanlıklar olarak görür ve hatırlarız. Artık daha geniş, daha sakin ve daha sessiz bir bakışa sahibizdir. Yüksek 4B içerisinde korku ve endişe gibi şeyleri deneyimlemeyi seçip düşük 4B içerisine gerilememiz de mümkündür. Ama böyle birşey yapmayı seçmeyiz.

Kalbimiz ile hizalanmaya başlamamızla birlikte, kendimizi son derece doğal bir özellik olarak sevmeye başlamamız nedeniyle, düşük 4B içerisindeki herhangi bir rahatsız edici noktaya dikkatimizi yoğunlaştırmayı seçmemiz için hiçbir nedenin ya da zorunluluğun olmadığını anlarız. Bu anlayış doğal esenliğimizin titreşimsel dili olduğu için kolayca oluşur. Ona izin verir ve odaklanırız.

“Bu bir seçimdir.”

Değişimin hızlanarak zamanı çökertip herşeyi şimdiki zaman haline getirişinde bile, 3B alışkanlıklarımızın etkisiyle düşüncelerimizi ve duygularımızı bilinçsiz şekilde seçmeye devam edebiliriz. Ve seçtiğimiz rahatsızlık verici şeyi hemen o anda ve mutlak bütünlüğü içerisinde deneyimleriz.

Ya da düşüncelerimizi ve duygularımızı odaklanma ve farkındalık eşliğinde her an yeniden seçip, seçtiğimiz deneyimimizi bütünlük içerisinde yaşayabiliriz.

Herşey, tamamen her an vereceğimiz kararlara kalmış haldedir.

Şu ana kadar kafanızın merkezi, yani düşüncelerinizi ve dikkatinizi nereye yönlendireceğinizi seçtiğiniz merkez, diğer insanların düşünceleri tarafından işgal edilmiş halde kaldı. Anneniz, babanız, öğretmeniniz, rahibiniz ya da hocanız sizi sevdi ve yaşamınızı en güzel şekilde sürdürebilmeniz için yapmanızı istedikleri şeyleri kafanıza soktular. Ancak bu düşünceler kafanıza girdikçe, “siz” yani sizin asıl kimliğiniz kendisine yer bulamadı ve dışarıya atıldı.

İçinde bulunduğumuz şu an ise bu merkeze sahip çıkışın, onun sahipliğini geri alışın zamanıdır. “Ben onu yapamam, bunu yapamam, bunu yapmamalıyım, ben şunu yapmak zorundayım” gibi doğal olmayan düşüncelerin farkına vardığımız sürece bu düşünceler ve onların düşük 4B içerisinde kilitlenmiş oldukları bağlantıları ortadan kalkacaktır.

Dikkatinizi şimdiki zamanda bulunan “güzellik”, “esenlik” ya da “mutluluk” ve “kolaylık” gibi şeylere yöneltin ve böylece 4.boyutun düşük astral alanlarında depolanmış olan düşük titreşimler devredışı kalmasını sağlayın.

Benim “Yaşayan Sözcükler” olarak adlandırdığım titreşimlerle oynayarak başlayın. Başmelekler bu sözcükleri dikkatle ve kesin olarak belirlediler. Bunlar “certain (kesin), capable (becerikli, yapabilen), commanding (hükmeden), present (şimdi), senior (büyük, üst), graciousness (merhametlilik, zarafet, nezaket) ve happy (mutlu) sözcükleridir. Bu sayede alanınızı bilinçsiz titreşimlerden en kolay şekilde temizleyebilirsiniz.

Her gün bu sözcüklerden birisini seçin ve bütün gününüzü onunla geçirin. Onu gün boyunca sıklıkla düşünün ve hissedin.

Bu titreşimleri düşünmek ve onları hissetmek şu an için size pek işe yarar görünmeyebilir. Ama bunlar birer alışkanlık haline dönüştüklerinde ise ne kadar yararlı oldukları anlaşılacaktır.

“Siz” ile, yani bizzat kendiniz ile zarafet içerisinde hizalanmaya başlarsanız doğal esenlik haliniz sizi yüksek 4.boyuta yükseltecektir.

Bu anlatılanlar rahatça gerçekleştirilebilir mi? Evet, bir şekilde rahatça gerçekleşir.

Basit mi? Evet.

Şimdiki uzay-zaman içerisinde bir farkındalığı ve seçimi mi gerektiriyor? Kesinlikle.

Bir köşede oturup, işlerin kendiliğinden halledilmesini bekleyebilir misiniz? Hayır.

Yüksek boyutlardan gelen arttırılmış seviyelerdeki elektromanyetik ışık şu anda hepimizin içinde akıyor. 3.boyuttaki birçok insan bu akımın artışıyla baş edemeyerek bedenlerini terketmeyi seçiyor.

Ve çok çok daha fazlası da Değişim’in ivmelenmesini takip ediyor. Ve bunu sürdürecekler.

Gördüğünüz gibi, herkes 4. ve 5.boyutlara, yani evlerine gidiyor. Ama herkes bunu aynı zamanda ve aynı kolaylık ve erdem içerisinde yapmayacak.

Peki siz nasıl yapmayı seçiyorsunuz?

Sevgilerle.
Jim Self

Çeviren: Emre Özdal



Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

21 yorum:

  1. Cok güzel bir Bilgi Toplulugu..Tesekkürler..

    YanıtlaSil
  2. Ben küçük iken eski bir adam demişti ki; ''Savaştayız küçük dostum.''. Sormuştum ona;''Hangi savaş?'' diye...

    YanıtlaSil
  3. Yazıyı okuyunca insana huzur veriyor ama sorularıma cevap bulamıyorum. 4. ve 5. boyutta insan ilişkileri ( dost, akraba, eş,çocuk vb) ne olacak? Ekonomi ne olacak ne üretip ne tüketeceğiz ? Doğa ve diğer canlılar ne olacak ? Bazı mesajlarda bedenlerimizin 30yaşında ışıktan ve çok hafif olacağı söyleniyordu. O zaman fiziksel ihtiyaçlar ne olacak ? Bu durumda gözünüzü kapatıp ,konsantre olarak elma dilemenin anlamı var mı ? 4. ve 5. boyutlarda insan ne ister, ne arzu eder ? Bu boyutlarda insanın yaşam amacı ne olabilir
    Kısaca sorular bitmez

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım bu sorularının çoğunu 4. yoğunluğa geçince göreceğiz...4. sınıf deslerini 3. sınıftayken anlamak biraz güç ve merak etme, 4. sınıfa geçebilmek için 4. sınıf derslerini bilmemiz gerekmiyor ...

      Sil
    2. Sevgili Mete ve Albatros,
      Öyle bir cevap yazmışım ki uzunluktan kabul edilmedi. Ben de bunu yayınlamayı uygun gördüm. Sorularınızın cevaplarını veriyor ya da kendi cevaplarınızı bulmanıza yardımcı oluyor olabilir. Bkz. yeni yayın "Kendi yeni çağ vizyonum üzerine" 15 dk içinde yayında olacak. :)

      Sil
  4. Sevgili Emre,
    Yaptığın iş için sana çok teşekkür ediyorum.Birçok sorunun cevabını bu yazılarda bulabilmek gerçekten çok güzel.Hele bu yazı çok açıklayıcı.4B ye geçiş umarım hepimize nasip olur.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  5. Emre bey, bu yararlı paylaşım için teşekkürler. Yazılarınızı ilgi ile izliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim, hayrını görün. İlginiz için teşekkürler.

      Sil
  6. Herkese selamlar, Bu zaman bizim için biraz zor geçebilir, Ama sonuçta bizim için iyi olaylar olacaktır, Biraz sabırlı olmak lazım bu konuları anlattığım kişiler çok sabırsızdır hemen olmasını isterler, Bu zaman meselesidir, Ben 1999 da aydınlandım daha doğrusu uyandım ve bu zamanı bekliyordum ve olacağını biliyordum, Bir arkadaşımla bu konuları konuşuyorduk kendisi çok açık fikirli birisiydi iki ayda bu olayları çok iyi kavradı ve kendi uyanışını gerçekleştirdi, 28 yaşındaydı ve bu bilinçle geçen hafta bir iş kazasıyla bu dünyadan ayrıldı, Bunu sezmiş olarak ailesine ve yakın çevresine şaşırtıcı sözler söylemiştir burdan ayrılmakla, Onun burdan ayrılması bizi çok etkiledi, Daha düne kadar gelecekle ilgili projeler düşünüyorduk,Aklıma Karmik yasa geldi, Evrende raslantı diye bir olay olmadığıdır. Birgün benimle bir temas kurdu kendisinin orda mutlu olduğunun ve söyledikleriminin hepsinin doğru olduğunu söylemiştir, Bunlar gerçektir.

    YanıtlaSil
  7. Arkadaşlar, bu yazılar, enerji tarikatlar, kurslar, topluluklar vs. psikotronik silahın kullanımı öncesi palavralar olmasın!..
    Dikkatli olunmalı.

    İnanıyorum ki, bizi yaradan güç bizi bir başka boyuta taşıyacaksa-onu yapacak ve bizlerin bu tür kurslarla uğraşmamızı gerektirmeyecek.

    Başmelekler konusuna pek inanamadım: kim gördü, kim konuştu, kanıtlar nerede?

    Enerji boyutlar basamakları nasıl ve kim tarafından yazara söylendi, kanıtları nerede?
    Ya birileri Dünya halkını, psikotronik silahı kullanımına hazırlıyorlar, ya da galaksimizdeki doğal değişiklikleri fırsat bilerek, milletin şaşkınlığından bazı gruplar para kazanıyorlar.

    Bizim elimizde olan ve yaradandan indiği asırlarca söylenen bir kutsal kitaplar vardır. Oradaki bilgilere dayanarak yaşamak lazım, yoksa şu anda neyse çok Mehdi çıktı ortaya.

    Yazı güzel ve stili de çekici. Tercümanın maşallahı vardır. Sağolsun. Ama inanma konusunda - şüpheyle yaklaştım.

    Her ne geçit varsa Yaradan onu bizim için en hayırlısı olarak yapacağına inanıyorum. Zira bizlerin varoluşumuz bir şey için gereklidir, öyleyse de yükseliş basamaklarımız ve ruhi tekamülümüz de kesin desteklenecektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygularıma tercüman oldunuz. Düşüncelerinize katılıyorum....





      Sil
  8. Allah hakkımızda hayırlı olanı nasip etsin. Bu aydınlanab arkadaşlar Allah kelimesini pek kullanmıyorlar ayrıca yaratma Allaha mahsustur kuranı inkar etdecek değiliz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu görüşlerinize rağmen sizi burada görmek güzel. Teşekkürler katkınız için.

      Sil
  9. Hawkins 11 boyuttan bahsediyordu. 4. boyutunda zaman boyutu olduğunu bilim adamları iddia ediyorlar. Yani zamanda ileriye geriye gidilebilen eğilip bükülebilen bir boyut.

    YanıtlaSil
  10. Metinde diyorki; 5B icinde zaman anliktir. Yani hersey(tum olasiklar) ayni mekanda ve ayni an icerisinde var olur.
    Sonra diyorki "5B icerisinde bulundugunuzda aradiginiz yanita yada deneyime ulasabilmek icin hic bir yere gitmek zorunda degilsiniz. Hersey, her an yeniden sectiginİz dikkat noktasina ve titresime gore kolayca ve caba gerektirmeksizin size gelir. Yazar orda matta(bir incil cesidi) 7:7 "isteyin verilecektir" demis bende birsey diyecegim
    Kuranda da Allah (c.c) diyorki "Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın tepsiler ve kadehlerle dolaştırılır. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır. Siz orada ebedi olarak kalacaksınız. (ZUHRUF/71)

    Sen kıyamet günü kazandıkları şeyin cezası başlarına gelirken zalimlerin korkudan titrediklerini görürsün. İman edip salih amel işleyenler ise cennet bahçelerindedirler. Rablerinin yanında onlar için istedikleri her şey vardır. İşte büyük lütuf budur. (ŞURA/22)

    Bunlar onun (cehennemin) uğultusunu bile duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar. (ENBİYA/102)" iste goruldugu gibi Allah kuranda cenneti bize elcisi Hz. Muhammed (s.a.v) araciligiyla tavsir ettigi cennetin 5B olduguna kanaatimca isaret ediyor sonsuz ilim sahibi Allah bize iylik etmeyi sevgiyle dolu yardimlasmayla olmamizi yani metinde anlatilan hafif duygularla olmamizi kotulukten tecavuzden sapkinliktan yani metinde anlatilan agir duygulardan uzak durmamizi ve bunun sonunda cennetle mukafatlanacagimizi bu cennetinde 5 boyutlu bir yer olduguna isaret eden ayetlerde apacik ortadadir bu 3 ayet disinda daha bir suru ayette vardir. Buda gosteriyorki Allah sonsuz ilim sahibidir ve bu Allah'n bize yol bulmamiz icin indirilen ayetleri 1400 yildir var olmasina ragmen kimse Kurana bakipta cevap aramiyor bunun yerine hiristiyan yada ateist tanri yok diyen kitlelerin bulgulariyla hareket ediyorlar yanlis anlamayin kimseyi kucuk dusurmek niyetim yok sonucta islam hos goru merhamet ve Saygi dinidir amacim biraz kurani incelerse bilim insanlari emin olun bu bilimin cevap bulamadigi bir suru kozmoloji sorulari ,farkli boyutlar(4,5,6boyut) sorulari ondan sonra zaman ile ilgili bilinmezlerin sir perdesi aralanacaktir tabiki hersey yaratmalrin en guzeline sahip Allah(c.c) iradesiyle olur Tesekkurler okudugunuz icin Allah bu islami kotuluyen orgutler(isid ,el kaide )v.b orgutlerin emellerini oyunlarini suya dusursun Aminn "Biz o cennetliklerin kalblerindeki kinleri çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak sevinç içinde karşılıklı koltuklara otururlar. (HİCR/47)"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız arkadaşım. Bazı bazı kavramlar, değişik tezahürler ile ortaya dökülebiliyor....

      Sil
  11. Teşekkürler değerli ve bilgilendirici yorumunuz için. Evet hep İncil den bahsediyorlar malesef çünkü yabancılar Türkler ve Ortadoğululardan daha araştırmacı, okur yazar ve bilgiler. Biri de Kur'an üzerinden bu tür konuları çalışıp aktarmıyor. Bizde dini bütün insanlar genelde kendi islamlarını yarattılar ve onu soymak, hak yemek ve insanlık dışı suçlar için kullanıyorlar. Umarım dünyanın sonu gelmeden akıllanır ve dönerler. Teşekkürler tekrar.

    YanıtlaSil
  12. Sene 2017 bu yazıyı 2012 yayınlamışsınız ve dünyamızda hala 3B titreşimleri mevcut, en kısa zamanda tamamen temizlenmesi dileğiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Özellikle böyle yazıları kaldırmıyorum biliyor musunuz? Yeniçağ "dindarlarına" ibret olsun, oyun görünsün diye. Bir zamanlar o yollardan geçtim ve geçtik.

      Sil
  13. Emre bey merhaba, 4. Boyuta pozitif olarak Yükselmiş birinin çevresindeki negatif kişiler ve yaptığı yanlış seçimler yüzünden tekrar 3b bilincine düşmüş birinin yeniden 4. Boyuta pozitif şekilde yükselebilmesi mümkün müdür? Yoksa bir eleme sistemi mi vardır?

    YanıtlaSil
  14. Merhaba Pedma. Yükseliş kalıcı olur. Iniş çıkışlar kişinin aydınlanmayı henüz yaşamadığını gösterir. Aydınlanmış kişi çevresinde olup bitenden tümüyle bağımsız ve özgür hale gelmesi gerekir. Hiçbir olumsuz şey onun üzerinde etki sahibi olamaz. Bu olumsuz şeylerin farkında olmayacağımız anlamına gelmiyor. Farkedilir, hepsi o kadar. Duygu ve düşünce durumunu etkilemez ya da bu etki birkaç saniye ya da dakikanın ötesine geçmez. 4-5 boyutlar vs belki yanlış tanımlar koyduk, kötü ifadeler seçtik bilemiyorum. Her şey keskin çizgilerle ayrılmıyor. Aydınlanma daha doğru bir ifade geliyor artık, yükselme yerine. Aydınlanmış varlık benliklerin yarattığı sorunlardan azadedir ve sizin söylediğiniz şeyler hala sanal/geçici/zihinsel insan benlikleri ile varoluşu tecrübe eden varlıklar için geçerli. Özet: henüz yükselmedik. Hiçbirimiz!

    YanıtlaSil