Blogumdaki kaynak belirtilmemiş tüm yazılar Emre Güney'e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Güçlü bilgisayarın mı var? Dururken kripto para kazansın. Hemen bir madencilik hesabı aç!

Ruh İkizleri için rehber

By | 13 comments
Meraklı ruhlar merhaba!

Ruh ikizi konusunda uzun zamandır yazı çıkarmıyordum. Aslında şu ana kadar tüm yazılar İngilizce internet içeriklerinden çevirilerdi. Bu konuda özelden gelen sorular ve yazılara yapılan yorumlar bitmek bilmiyor. Bunun adını koyan ve bu maceraya değinen ilk sitelerden biri olmam oldukça muhtemel. Gerek bu konuda başıma gelenler, gerek bu sitede diğer kelebeklere yardımcı olma istek ve girişimim bir anda beni çığ gibi bir sorular ve sorunlar silsilesiyle tek başıma bıraktı. Ben de acı çeken, ümit eden, çeşiti beklentiler içinde olan ya da kavuşsa da kimi sorunlar yüzünden bunun tadını çıkaramayan pek çok kişiye elimden geldiği ve dilimin döndüğü ölçüde zevkle yardımcı olmaya çalışıyorum.

Ben insanım. Burada yazıp çizdiklerim kesin doğrular olarak kabul edilmemeli. İnsan denen varlık son derece değişken ve ruh hali pek çok parametreye; örneğin kimyaya, hormonlara, milyonlarca görünür ve görünmez dış etkene bağlı olarak bırakın günü gününü, dakikası dakikasını tutmayan bir varlık. Bu konulardan bahsetmem bundan beş sene önce söz konusu dahi olamazdı. Çünkü henüz yaşanmamıştı. Birisi tarafından anlatılsa, dikkatle dinleneceği dahi meçhuldü. Sanırım en doğrusu şimdi yazmak idi. Ancak mevsimler defalarca değiştikten, haller halleri silip süpürdükten ve zaman her şeyi yumuşatıp onu en estetik bir şekilde yoğurup son ürünü ortaya çıkardıktan sonra yazılmalıydı...

Bu konuda kendimi çok zorlamak istemiyorum. Yazmış olmak için yazmayı sevmem çünkü ortaya koyduğum şey bir bilgi de olsa, tasarım da olsa önce beni tatmin etmeli. Bu sebeple ─eğer kozmik bir şamar daha yemedikçe─ bunun kendi elimden çıkmış, bu konudaki son yazım olması kuvvetle muhtemel. Olabildiğince çok şeyden bu yazıda bahsedip bu konuyu artık kapatmak istiyorum ancak şunu tekrar hatırlatmak isterim ki bahsedeceklerim son derece kişisel yorumlar ve taraflı bilgiler olacaktır. Ancak bu tespitler yine de kendi yaşadıklarım ve bana deneyimlerini aktaran 20'den fazla okurum ile 2 arkadaşımın tecrübelerinin toplamından çıkmıştır.


Bu konuda yıllardır sorular soran, ilave bilgiler isteyen ya da danışan okurlara ilgileri için teşekkür etmekle birlikte bir danışman olmadığımı, uzmanlığımın kadın erkek ilişkileri ya da psikiyatri olmadığını hatırlatmak istiyorum. Kimi abonelerle yazışmalarımız oldu. Yaşamlarında başlarına gelebilecek en özel durumlarını bana güvenip yazdılar. Onları bazen gülümseyerek, bazen gözlerim dolarak okudum. Umuyorum bu yazı bu gibi vakaların hiç olmazsa bir kısmını biraz olsun netleştirir. Hayat kısa ve yaşayacak çok fazla şey için çok az zaman var. Yazımda madde madde tespitler, yaklaşımlar ve sonuçlar sıralayacağım ancak belli bir sıra ya da öncelik gütmedim. Sadece kullanışlılık ve kolaylık olması adına numaralandırma yaptım.

  1. Ruh İkizi vakalarının çoğunda taraflardan en az biri uyanmıştır ve doğal olarak bu senaryoya çekilmiştir. Bir sebeple birisi bu iletişim ya da bağ (özellikle ilişki sözcüğünü kullanmadım) hakkında önceden haberdardır.
  2. Çok nadir durumda partnerlerin ikisi de bu bağ hakkında bilgi sahibidir. Çok büyük oranda bu bağın tanısını kadın koyar ve erkeğe durumun derinliğini ve anlamını aktarır.
  3. Partnerlerin her ikisi birden bu bağı kabul etmek zorunda değildir. Yine de bundan kaçamayacaktır. Süptil anlamda genelde bir taraf daha ağır basar ancak pasif taraf da bu durum ve iletişime akıl almaz rastlantılar ve doğaüstü bir takım olayların eşlik etmesi sonucu bu gerçekliğe fazla direnemeyecektir.
  4. Ruh İkizi vakaları gerçek aşkın, koşulsuz sevgi ve ebedi mutluluğun, içtenliğin, saflığın, akıl almaz bir saydamlık ve dürüstlüğün hüküm süreceği dünyadaki cennetin keşfi anlamına ASLA gelmemelidir. 😅 Evet biliyorum, cümlemin sonunu getirene kadar tam aksini söyleyeceğimi düşünenler çoğunlukta olmuştur. Onlar genellikle içlerindeki durumun tanısını yeni koymuş olan ya da henüz çözülme aşamasına geçmemiş olanlar olacaktır. Onlar için konuşuyorum; doyasıya tadını çıkarın. Hesap yapmayın ve limit koymayın! Çünkü bitecek!
  5. Taraflardan biri bu garip bağa ya da senaryoya direnecektir. Kolay teslim olmayacaktır. Çünkü adeta korkacaktır. Fena halde korkacak ve bunda haklı da. Dokunmasına ya da gözgöze gelmesine bile gerek olmadan, işte tam da karşısında (bazen ekranın ya da klavyenin karşı tarafında) Onunla iletişim halinde olan şahıs her kimse adeta hem hayalinin kadını/erkeğidir hem de kendisini hiçbir aile bireyinin tanımadığı kadar iyi tanımaktadır. Hem de daha birkaç saat, ya da gün geçmeden ve birbirleri hakkında pek bir şey bilmeden. Gerek de yok! Garip bir enerji bağı üzerinden bilgi çift yönlü olarak akar. Her ilişkide olabilen telepatiden bahsetmiyorum. İletişim halindeyken korkunç enerji patlamaları, titremeler ve ısınmalar eşlik edebilir. Kendisinin karşı cinsiyle konuşuyor gibidir. Sınırsız bir güven ve hayatlarının geri kalanına ilgisiz bir anlayışla kendini ikizine ölesiye açmak, açmak ve açmak ister. Yıllardır aradıkları güvenli limanı, gerçek yuvalarını bulmuş gibi hissederler.
  6. Ruh İkizleri kuvvetle muhtemel birbirlerinden oldukça uzakta olurlar. Aralarına şehirler, ülkeler ya da kıtalar girer. Nadir durumda aynı şehirlerde çıksalar da bu sıksık görüşüp bir araya gelebilecekleri anlamına gelmez. Görüşmeler nadiren fiziksellik bulur. Fiziksel olarak bir araya gelebilen ikizler de çok kesintili, kısa süreliğine ve uzun aralıklarla buluşabiliyorlar. Evlenmiş ya da aynı evde yaşamaya başlamış ruh ikizleri yok mu? Var diyemiyorum. Ciddi bir şey oluyor ve hallaç pamuğu gibi dağılıyorlar.
  7. Bir Ruh İkizi bağı, asla hayatın merkezine konulacak ve uğrunda ölünecek takıntılı bir tutkuya dönüşmemeli. Bu iletişimin (yine ilişki demiyorum) güzellikleri ve hissettirdikleri bir yana, buna eşlik eden mucizeler sebebiyle ikizler buna fena halde bağımlı olma eğilimindedirler. Buna çok dikkat edin ve kendinizi iyi izleyin. Çok çok enerji ve zaman kaybedersiniz. Zaten diğer ilişkiler gibi bitecek.
  8. Yaşamın boyunca çok kişiye aşık
    olacaksın ancak sadece bir aşk
    ruhunu ebediyen yakan olacak.

  9. Bitecek dedim evet. Ancak bu, bağın ve iletişimin biteceği şeklinde algılanmasın. Bitmeyen bir iletişim var. Bu iletişim için hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Ne telefon, bilgisayar vb. bir aygıt, ne buluşmaya, dokunmaya, görüşmeye ne de bakışmaya. Hiçbir şeye ihtiyacınız yok! Bu iletişimi asla bitiremezsiniz. Ve ben ya da herhangi biri bunun nasıl olduğunu size asla açıklayamaz. Hiçbir zaman da açıklayamayacak. Ama kime ne olursa olsun, kimin hayatı nereden nereye varırsa varsın O asla unutulmayacak. İkiziniz bu hayat içinde paralel bir gerçeklikte sizin kendinize doğru açılmış bir aynadır ve hep hatırlanacak. Çünkü O'nun hissettirdiklerini bugüne kadar kimse size hissettirmedi.
  10. Konuşmak kifayetsiz kalır! Konuşmakla zaman öldürmek ve gürültü etmek istemezsiniz. Keşke bir araya gelseniz de sadece bakışsanız ya da başınızı birbirinize yaslasanız yeter. Tüm Dünya artık yıkılsa da olur. Başka hiçbir şeye ihtiyaç yok. Aranızdaki doğaüstü/enerjisel iletişimin yanında alışageldiğimiz dünyevi ve fiziksel yöntemler son derece sığ iletişimler. Duygusuz, derinliksiz ve darlar! Ruh İkizlerinin iletişimleri siyah beyazdan 4K renkli ekrana geçiş gibi. Kim dünyayı siyah beyaz izlemek ister ki?
  11. Az önce bakışmak bile fevkalade doyurucu ve ilahi dedim. (Yani aslında öyle demek istedim) Ancak ağlamaya ya da zangırdamaya mani olabilirseniz. Ruh İkizi'ni bulmak haddimi aşmak istemem ama, bunu ifade etmek açısından çok doğru buluyorum: Mevlana'nın Şems'i bulması gibidir. Farklı olarak, Mevlana hakikati arıyordu.
    Ruh İkizleri hakikati aramaz, yanıp tutuşacakları, birbirlerine sonsuz güven ve sadakatle açılabilecekleri bir aşkı ararlar ve buldukları şeyin o olduğunu sanırlar. Oysa bu aşk size aşığın değil aşık olmanını güzelliğini göstermek için bahşedilmiştir. Bu akıl almaz dünyada, şimdi ve burada bile ne kadar sevilebileceğinizi ve ne kadar sevebileceğinizi göstermek için bahşedilmiştir.
  12. Sıradanlaşma... Dediğim gibi, bitecek. O doğaüstü, erişilmez, dokunulmaz ilahi bağ gel git döngülerine girecek ve klasik dünyevi bir ilişkide görmeye alışkın olduğunuz çirkinlikleri, kavgaları, anlayışsızlık, dengesizlik ve kafa karışıklıklarını da getirecek bir gün. Sizi sinirden deliye çevirebilir. Milyonlarca soru aklınıza getirebilir. Ne kadar kötü olursanız olun bağ anlamında bitmeyecek dedim. Bu her neyse bizim anlayabileceğimiz, bilimsel dinamiklerini açıklayabileceğimiz bir şey değil. Bazı iddialar, açıklamalar var ancak bilimsel olarak kanıtlanabilir ve gözlemlenebilir nitelikler taşımıyorlar. Çok büyük hayal kırıklıklarına ve kızgınlıklara rağmen zaman zaman, ansızın şefkat, sevgi ve merhamet yağmurları düşecek usul usul. Gelip gidecek. Negatif durumunuzu uzun süre koruyamazsınız. 
  13. Ondan kurtulamazsınız. Neler yaşarsanız, ne kadar anlamsız, dengesiz ya da kötü olursanız olun O asla unutulmayacak. Ona karşı kesinlikle sürekli olarak kızgınlık ve nefret besleyemezsiniz. Ancak bu ilişki sürekli devam eden saçma ve negatif döngülerden ibaret bir hal aldıysa durum başka.  Birbirinizi ya da kendi enerji ve ruh sağlığınızı korumak adına, korkunç bir zaman, enerji kaybı ve kafa karışıklığı haline gelen bu iletişime son verip fişini çekmelisiniz. Aksi halde hayatınızın en büyük dramına tanık olabilirsiniz. Konuyu hayatınızın merkezine alıp bunu takıntı haline getirmeyin. Zaten bir arada olamayacaktınız. Bunu siz yapmadınız. O da yapmadı. Suçlu aramayın.
  14. Ruh ikizi durumu avuçlarınızın arasından kaymış rüya gibi bir ilişki değildir. Ruh ikiziniz rüyalarınızdaki o mükemmel ve tam uyumlu partner değildir. Ruh ikizi vakası, ilginç bir gelişme fırsatı sunmak üzere hayatınızın bir bölümüne eşlik etmiş olan incelikli bir senaryodur. Bunları hissetme fırsatı bularak ilginç bir gelişim imkanı bulduğunuz için şükretmelisiniz. Bunu eğlence ve öğreti dolu bir deneyim olarak kabul edin. Ondan alacağınızı alın, öğreneceğinizi öğrenin; kendinizi izleyip bunu öz keşfinizi gerçekleştirmek için bir fırsat olarak değerlendirin ve onu orada güzel anılarıyla bırakın. Bu halet-i ruhiyeye ve partnerinize yapışmayın. Büyük enerji kayıpları ya da dram yaşamasanız da, en iyi ihtimalle amaçsız ve anlamsız bir kısır döngüye girersiniz. 
Benim yazılarım dizlerin birbirine değdiği kadar küçük loş bir oturma odasında sımsıcak sohbetler gibidir. Şimdi yaslanın arkanıza, aşağıdaki müziği dinlerken gözlerinizi kapatın... İyi haldeyseniz tadını çıkarıp ikizinizle en derin, en güzel bir biçimde bu hali, bu müziği paylaşın. Değilseniz, koptuysanız da sorun değil. Yine doğru yerde doğru zamandasınız. En güzel anlarınızı zihninize çağırıp bu son halinizi en güzel şekilde kutlayıp vedalaşın. Zihninizde...

Hayat bu aşağıdaki parça kadar kısa! Ya bu duyguları yaşamamış olsaydınız? Ya böyle bir sevgiyi ve uyumu tatmamış olsaydınız? Tattınız işte. Kutlayın ve vedalaşın. Çok şanslısınız. Zaten bir arada olan iki şeyin birbirine kavuşması imkansızdır. Sadece bir an (ömür) için ayrı ve bireysel olma yanılgısına düştünüz.

Dünya'da iyi eğlenceler ve bol şanslar!

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

13 yorum:

  1. Aylardır bloga yeni bir yazınız eklenmemişti. Teşekkür ederim. Tüm deneyimleriniz, görüşmeleriniz, çıkarımlarınız ve bunların sonucunda düşüncelerinizi bizimle paylaştığınız için. Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim. Beğeni ve fayda görmenize sevindim.

      Sil
  2. Bu yazıyla uyandım sanırım.Üzücü olansa onun hala uyuyor olması..En azından uyansaydı da yine aynı mekanı paylaşmasaydık.Kendi enerjim ve içselliğimle uyandırabilir miyim?Emin değilim.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. teşekkür ederiz...biz son 4 yıldır aynı evde yaşıyoruz....:) onunla birlikte yaşlanmak gibi
    bir hayalim var..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne mutlu size Deyvid. Tadını çıkarın. Mutluluklar.

      Sil
  5. Belki önceki yazılarınızda yazmışsınızdır. Bu yazıda göremedipim için ekleme/sorma ihtiyacı duydum belki nir katkısı olur diye.
    Ruh ikizleri, benim anladığım kadarıyla, bir misyongerçekleştirmek için bedenlenmişlerdir. Bunun için de sizin de dediğiniz gibi fiziksel bir ilişki şart değildir. Onlar, aralarında okyanuslar da olsa fiziksel olarak, ruhani olarak zaten asla ayrı değillerdir ve misyonun gerçekleşmesi için gereken zaten bu ruhsal BİRliktir. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yazdığınız doğru. Ve evet önceki bir yazıda bunun misyon açısından bahsetmiştik. Teşekkürler yorumunuz için.

      Sil
  6. Merhaba daha önce sizinle mesaj yoluyla da bir sohbetimiz olmuştu. Bana bir kitap önermiştini. 2017 yılında. O yıldan sonra buralara hiç uğramadım. Amacım bu konudan ve yaşadığım içsel sorunlardan uzaklaşmak istemis olmamdı. 7 sene önce tanıdığım ruh ikizim olduğuna inandığım kişiyle tam yazdığınız şeyleri yaşadım. Fiziksel olrak 1 kere görüştük ve sonra birbirimizden uzaklaştık. Son 1 yıldır o yer yarıldı içine girdi .ne yüzünü görüyorum ne sesiniz duyuyorum . Sizin dediğiniz gibi onu bende aramadım. Zorlamadım. Yakasına yapışmadım. Onu hiç görmedim son 1 yıldır .sosyal medya falanda yok hepsini imha etmiş yok olduu adeta. Ama bu süre zarfında zaman zaman içimde inanılmaz bir üşüme titreme hissediyorum sanki onun varlığını ruhuma geldiğini beni sarıp sarmaladığını hissediyorum ürperti geliyor içime ama tatlı bir ürpermeyen tepeden tırnağa titeşim hissediyorum. Kafamın içinde benimle konuştuğunu hissediyorum. Çok sık rüyama girmiyor. Bazen kendimi ondan tamamen kopmuş bu hislerden kurduğumu ve özgür olduğunu hissediyorum. Aradan belli bir zaman geçiyor ve şiddetli bir özlem krizi yaşıyorum .kokusu burnuma geliyor. Bakışları, konuşması sesi bütün benimi ve ruhumu teslim alıyor. Kendimi yatağa atıyorum uyumaya çalışıyorum o an. Bir felç.hali yaşıyor ve hayatı yaşamı tamamen unutuyorum. Bu olayı 7 senedir yaşıyorum . Çünkü fizikle olarak bir kere görüşebikdik. Bu yaşadıklarım psikolojik mi yoksa ruh ikizi semptomları mı bilemiyorum. Ama bu yaşadığım yoğun hisler krizler ve özlem anları .bana depresyon yada anksiyete hastalıkları gibi hiç gelmedi ilaca yada doktora başvurmadım. Hayatı seven yaşama bağlı biriyim. Ama o kişiye içten çok bağlıyım. Onu özlüyorum . Onunla yaşıyorum içim de ama ulaşamam arayamam göremem. Çünkü o yok olmayı seçti.şunu da belirtmek isterim ki birbirimizi hayatında aska baskıcı insanlar olmadık. Kendi öz hayatımıza müdahele etmedik .sık boğaz etmedik .değerlendirme yapabilir misiniz bu durumu çok teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana değerlendirme yapacak hiçbir şey bırakmamışsınız ki. :) Her şeyi farkındasınız ve yıkılmadan, gayet güzel tahlil etmişsiniz.

      Sil
  7. Sanki yeni okuyorum gibi geldi bu yazınızı. Ama okuyup yorumda yapmışım. Yine çenem titreyerek gözlerim dolarak okudum. Aradan yıllar geçti ama hala aynı hisleri yaşıyorum. Hiç değişmeyen bir bağ bu. Onu düşününce acının vermiş olduğu tatlı bir his oluyor içimde. Onu anmak düşünmek onunla kafamın içinde sohbet etmek acı verse de zaman zaman buna ihtiyacım oluyor. Bir gün bitecek sözünüz o kadar acı ki... Öyle yakıcı ki... Ama geçek ne dediyseniz gerçek. Arada kendimi buraya atıyorum yazılarınızı okuyorum bana ilaç şifa gibi geliyor. Yanımızda olun lütfen buna benim ihtiyacım var çünkü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba İpek Hanım. Evet acıtsa da gerçekten ödün vermeyeceğim. Ayrı değiliz. Gözlerinizi kapatıp düşüncelerinizi uzaklaştırdığınızda beliren o sessiz, yargısız ve huzurlu yerdeyim.

      "YouTube göğsüme koy başını emreskopi"

      Sil
  8. Nasıl bitti yazının sonu cok üzücü

    YanıtlaSil