Blogumdaki kaynak belirtilmemiş tüm yazılar Emre Güney'e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Antalya Bip!omasi Forumu

By | 3 comments

Daha fazla insan ölmesin diye...

antalya diplomasi forumu

Antalya'nın dünyaca ünlü turizm merkezi Belek, geçen günlerde birçok ülkeden üst düzey bürokratı ağırladı. Binlerce siyaset adamı içki ve kahvelerini yudumlayarak lüks uçak ve helikopterlerine bindiler ve Antalya Belek'e geldiler. Savaş artık dursun diye konuşmak üzere, ısıtmalı deri koltuklu zırhlı arabalarına binerek binlerce polisin görevlendirildiği karayolu ile otel ve kongre merkezlerine transfer edildiler. 

Artık daha fazla insan savaşta ölmesin diye...
Orta seviye ziyaretçiler yerleştikleri birinci sınıf otellerin onlarca metrelik ışıl ışıl açık büfeleri önünde yemeklerini seçip aldılar ve üst seviye ziyaretçiler ise seksi hanımefendilerin servis yaptığı özel yemek odalarına alınıp ağzına çeşitli şeyler tıkıştırılarak acaip şekillere sokulmuş pişmiş hayvanlardan muazzam sunumlarla karşılandılar. 

Neyse ki sonunda sıra, artık daha fazla insan ölmesin ve bu savaş dursun diye yapılacak olan toplantılara gelmişti...

Zeminleri birinci sınıf mermer kaplı fuayelerde üzerleri onlarca çeşit ikramlıklarla donatılmış bistro masaların etrafı katılımcılarca çoktan sarılmıştı. Bir ilçenin enerji ihtiyacını karşılayacak kadar enerji bu fuaye ve salonları aydınlatıp ısıtmaya uğraşırken Ukrayna'nın nükleer santralinin hayati bir noktasını az önce bir füze ıskalamıştı. Sadece bölge halkı değil, pek çok ülke panik içindeydi.

Daha iki hafta önce, mis gibi kek kokan sıcak yuvasından, güzel karısı ve 2 yaşındaki prensesinden göz yaşlarıyla ayrılan eli kanlı bir Rus askeri, az önce hamile ve masum bir Ukraynalı'yı öldürdüğünün hiç farkında olmayacaktı. O sırada Antalya Belek'te bilmem kaçıncı tur görüşmeler bitmişti ve dinlemek ya da konuşmaktan yorulan bürokratların bir kısmı VIP masaj odalarına, bir kısmı da sevgilileriyle odalarına çekildiler ve önceden ısınmış yataklarına girdiler... Tam da bu sırada, Ukrayna'nın sıradan bir metro istasyonunda tek kişilik çadırlarında kalan Kateryna, üç gündür korkudan kekelemeye başlamış kızı Marta'nın üstünü örtüyordu. Sıcaklık yerin altında bile -5 dereceydi.

Belki yarın ateşkese varılırdı...

Artık savaşta daha fazla insan ölmesin diye devam eden toplantılar bugün dördüncü günündeydi. Oda kapısı çalındı... Ve adını bilmediğim bir bakanın sabah kahvaltısı yatağına geldi. Öyle ya, VIP bir şahsiyet ve kimbilir hangi büyük ülkenin devlet adamıydı. Pastırmalı yumurtasını ve Türkiye'nin en pahalı balını yerken "şu konfor ve saygınlık da ne güzel nimet ama" diye böbürlenerek içinden geçirdi. O sırada Kateryna, dün akşamdan pet bardağında arttırdığı çorbaya azıcık sıcak su bulup karıştırmıştı ve Marta'yı yediriyordu. Bakan duştan çıkmış, parfümünü sıkıp kravatını bağlamıştı ve B3 kongre salonuna doğru yola koyulmuştu.

Her şey bir an önce savaş dursun diye...

 

Emre Güney
14 Mart 2022




Vicdandan daha büyük insaniyet ve adalet sağlayıcı bir mekanizma daha yoktur. Yeri geldiğinde aynı vicdan zalimlerin de en ızdıraplı sınavı olacak! Dünya cennetti, insan cehennemi getirdi!


Önceki Kayıt Ana Sayfa

3 yorum: