Blogumdaki kaynak belirtilmemiş tüm yazılar Emre Güney'e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Güncel

video etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
video etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kanalıma abone değilseniz tıklayın
Bu video RT (Russia Today) haber kanalının 18.04.18 tarihinde Facebook sayfasından yayınladığı, Rus kozmonotların Uluslararası Uzay İstasyonu'nda yaptığı uzay yürüyüşünün 360 derecelik canlı videosunun incelemesini içermektedir. 

Bu videoda bu çekimin sahteliğine odaklanıp bu gibi videoların gerçekliğini nasıl sorgulamamız gerektiği hakkında bilgiler edineceğiz. Uzay çekimlerini nasıl izlemeli, nereye nasıl bakmalıyız? Hangi özellikleri aramalıyız ve neleri sorgulamalıyız?

Umuyorum bu inceleme videosu daha önce hiç bakmaya alışkın olmadığınız yerlere bakmanızı ve daha bilinçli birer izleyici/araştırmacı olmanızı sağlayacak.




David Icke'ın gerçeklik algımıza dair akılcı yaklaşımı


ya da aşağıdan düz yazı olarak okuyabilirsiniz.

Merhaba. Davidicke.com üyeleri için sunulan video cast'ımıza hoşgeldiniz. Bu hafta yine pek çok mesaj aldık.

Kevin Black'in sorusuyla devam edeceğiz. Kevin soruyor ki "Dünya Düz mü?" Düz Dünya sorusunu neden sorduğunu bilemiyorum ama... cevabım şu olurdu: Nereden bilebiliriz ki? Gerçekten dünya var mı bilebilir miyiz? Evet dünyada yaşıyoruz, öyle değil mi? Çevremizdeki bunca şey, uzaydan görülenler. Evet... Ama ne görüyoruz? Yani gördüğümüz şey... araştırılmakta olan bir saha. İnsanoğlunun burada bulunduğu durumu araştırıyoruz. Ki bu da çoğu insan tarafından gözardı ediliyor. Siz araştırmayı incelersiniz, ben ise kendim bakarım. Ne olduğunu görmem lazım. Finansal ya da politik bir manipulasyon var mı bakmam lazım. Savaş la ilgili bir manipulasyon var mı, tezgahlanmış bir terör saldırısı mı var... Bunun yapılması lazım. Ama olayın zemininde aslında realitenin anlaşılması yatıyor. 

Bizler yaşam dediğimiz şeyi deneyimliyoruz, Dünya dediğimiz şeyi deneyimliyoruz. Nedir peki o? İlk bakışta çok basit görünüyor. O bir gezegen, bir evren... ...ve katı maddeden bir nesne. Madde yani. Ama ne zaman ki... Ne zaman ki derinlere inseniz, -aslına bakarsanız o kadar derin de değil- Bunların hiçbiri doğru değil. Katı bir dünyada yaşamıyoruz. Kuantum Fiziği bunu bize uzun zamandır anlatıyor. Bizler fiziksel görünen... illüzyonik bir dünyada yaşıyoruz. Ama değil. Ve bizler bir bilgisayar oyununun... çok çok gelişmiş bir sürümünü deneyimliyor gibiyiz. Bir simulasyon. Ve insanların bilgisayar oyunlarını nasıl oynadığına bakarsanız. Yani şu sanal gerçeklikleri falan diyorum... Orada ne oluyor? İnsanlar gözlüklerini takıyor, kulaklıklarını falan takıyor, hatta... bazen özel eldivenlerini giyiyorlar. Bunun yaptığı şey aslında basitçe bizim gerçekliğimizi kırmak ve onu algılayış biçimimize müdahale etmek. Çünkü orada aslında dalgaboyu mertebesindeki iletişim, beş duyumuzca elektriksel bir bilgiye dönüşüyor ve sonra beyinle iletişime geçiyor.
Beyinde ardından bunu deşifre ediyor ve bunu bizim deneyimlediğimizi düşündüğümüz gerçekliğe dönüştürüyor.

İşte olan şey bu. Size uzun zamandır kitaplarımda bahsettiğim simulasyon. Bu simulasyon kablosuz internet gibi. Aynı o durum. Eğer kablosuz... internet olan bir yerdeyseniz onu göremeseniz de o her yerdedir. Görünmez bir biçimde varolur. Ve bilgisayar bu... bilgi alanını deşifre ederek ekranda gördüğümüz şeye çevirir. Biliyorsunuz, internetten bahsedince tüm o resimler, grafikler, filmler, yazılar... evet ama sadece ekranda. Başka yerde değil. Sadece deşifre edilip işlenmiş bir bilgi kümesi. Bu yüzden bir biyolojik bilgisayar olarak bizim yaptığımız şey de bilgiyi almak, işlemek, iletmek suretiyle kozmik internet dediğim bu alanla etkileşimde bulunmak. Kozmik bir wifi ağı gibi düşünebilirsiniz. Ve böyle yaparken bir dünyada varmışız gibi görünüyor. Ama aslında sadece onu deşifre ediyoruz. Aynı bilgisayarın vericiden gelen bilgiyi işleyip ekrana getirmesi gibi. O yüzden sanal gerçeklik bilgisayar oyunlarının yaptığı şey, eldiven, gözlük gibi gereçlerle bu sürece müdahale etmek. Bunu görüşünüzü, ve duyduğunuz sesi değiştirmekle yapıyor tabii. Bedenin beş duyusuna hitap edebilecek şeylerle. Yaptıkları şey, bu duyuları başka bilgilerle beslemek. Bunu da normalde deneyimleyeceğiniz ve "gerçek" kabul ettiğimiz Dünya'yı baskılayarak yapıyor. Acaip değil mi gerçekten? Ve birden insanlar kendilerini öyle sofistike bir sanal gerçeklik içinde buldular ki şu anda algıladıkları Dünya acaba gerçek mi? İnsanların özel gereçlerle o gerçeklikle etkileşime girdiklerini görüyorsunuz. Aslında duyularının algılayacağı formda onlara sunulmuş veriden başka şey değiller.

Şimdi soru şu. Ya halihazırda yaptığımız da buysa? Yani sahte bir gerçekliği algılamak. Bu da bizi "Dünya Düz mü?" sorusuna getiriyor. Bir Dünya var mı acaba? Nereden bilebiliriz ki? Bilgisayar nereden bilsin; ekranındaki şey gerçek mi? Nereden bilebiliriz? Biz katı gibi görülen bir gerçeklik algılıyoruz ama değil. Ve biz sadece bilgi alanında mevcut bulunan veriyi işliyoruz. Aynı bilgisayarın yaptığı gibi. Bilgiyi/veriyi değiştirin, ekrandaki görüntü değişsin. Bu yüzden, eğer bilgisayar simulasyonu tarzı bir şeyin içinde yaşıyorsak; ki ben kuvvetle muhtemel böyle görüyorum. Tamam bilim projeleri var; ama bunlar ana-akım. Dünya'nın dört bir yanından açık fikirli çalışmalar var ve bizi şu soruya getiriyor. Bu bir simulasyon mu? Bir bilgisayar oyunu gibi mi? Biliyorsunuz, bazı fizikçiler de buna değindi ve realitemizin fiziğinin bir bilgisayar oyunu fiziğiyle aynı işlediğini söylediler. O zaman kanıtlar bizi hep bu sonuca yaklaştırıyor.

Bir başka soru şu; Simulasyonu yöneten her kimse işlediğimizi veriyi de kontrol ediyor, gerçeklik algımızı, kim ve nerede olduğumuz algısını da kontrol ediyor. Yani... (tuş sesleri) sonra Enter'a basar. Ahaa, Dünya yuvarlak adamım. Baksana uzaydan görüyorum. (tuş sesleri) Enter'a basar. Allah aşkına, herkes Dünya'nın düz olduğunu bilir. Baksana uzaydan görünüyor. Bu kadar basit. Ancak ve ancak gerçeklik ve benlik gibi böyle derin konulara ya da yaşadığımız bu dünyaya veya burada yaşadığımız dair algıya işte burası cevapların olduğu yer çünkü burası tavşan deliğinin bizi götürdüğü yer.

Bu sorular, insanların sahip olduğu bu kesinlikler... mesela insanlar gelip şöyle diyorlar "ooo adamım sen delisin, bunu herkes bilir" Peki ya sen nereden biliyorsun?
─ "Eee okulda anlatıldı." 
evet, peki sonra?
─ "Medya böyle diyor, bilim öyle anlatıyor."

Pekala... Aldığın bu bilgilerin hep aynı kaynaktan geldiğini hiç düşündün mü ki? Hatta hep aynı oyundan geldiğini. Çeşitli uzmanlıklardan insanlar der ki işte bu böyle olur. Ben de bu oyuna geldim, ben de herkes gibi sahte gerçeklik tuzağına düştüm. Çoğu zaten söylediklerine inanıyor çünkü onlara göre doğru bu. Ama ne zaman ki realiteye derince ve  açık fikirlilikle bakarsanız, gerçekliği algılayış ve deneyimleme sürecimizi görmeye başlarsanız, o zaman bu büyük sorular cevap istemeye başlıyor. Burası nedir? Algıladığımız bu Dünya gerçek mi? Yoksa bu tıkır tıkır tuşlara basılıp programlanan bir şey mi? Eğer öyleyse komutları kim gönderiyor?

Yıllar önce, çok yıllar önce, 1950'lerde, Londra Planetaryumu açıldı. (Ç.N.: Uzay ve gökyüzü müzesi)
ve... Ben orta İngiltere'de, Leicester'de doğmuştum. Hiç paramız olmamıştı. Haftadan haftaya zor geçiniyorduk. Bir gün bir şey oldu. Babam şu banka tatillerinden birinde çıkıp geldi. Merdivenlerden indi ve Londra'ya gideceğimizi söyledi. Ne?! Bu aşağı yukarı 50'lerin sonunda oluyor. Yani ben de 6-7 yaşlarındayım. Harikaydı. İlk kez buharlı trene de binmiştim. Londra'ya vardık ve... Babam dedi ki "Londra Planetaryuma gidiyoruz!" Ne olduğunu bile bilmiyordum. Üstelik babamın astronomiye kesinlikle hiçbir ilgisi yok, hayatında bundan bahsetmedi, hiç bunu anmadı ama şimdi Londra Planetaryumuna gidiyoruz.

Buradan şuraya geleceğim... İçeri girdim, gündüzün ortasındayız, oraya oturdum, küçük bir çocuğum, ışıklar söndü... Ve birden gece gökyüzü üzerimdeydi ve bana bakıyordu. O gün bir şey beni dürttü ve düşünün; küçücük bir çocuğum. Bunu o zamandan beri aklımda tutarım. Gerçek miydi, yoksa bir film miydi sadece?
Gece baktığımız gökyüzünden bahsedersek, öylece bakıyoruz... Onca yıldızlar, Binlerce nesne, milyonlarca yıldız, milyarlarca ışık yılı uzaklıklar... bahsettikleri o korkunç mesafeler. Sadece bizim onları görebildiğimiz formda mevcutlar. Bunu da beynin sadece 2 cm küplük kısmı yapıyor. Gördüğü bilgiyi işleyip bizim için algılanabilir olan gerçekliğe çeviriyor. Çünkü zaman diye bir şey yok. Aslında uzay da yok. Hepsi illüzyon. 


Yeni Dünya öngörülerim; Ruh ve oyun; İnsanlara mesajım; Bir doğaüstü olay gerçekleşiyor!; Kabal neden karanlık?; Kabal'a mesajım.


Bu çekimler bu videoyla sona eriyor. Ancak serimiz, üstün ses kalitesi ve daha ileri tekniklerle devam edecek. Bu çekimlerin üstünden 2-3 ay geçti. Bu benim için çok uzun bir süre. Çünkü bu süre zarfında çok şeyler değişebiliyor. Bazı şeyler olgunlaşıyor ya da şekil değiştiriyor. Hiçbir bilgiye mutlak bağlı değilim ve kendimi akışa, yeni bilgilere teslim ederim. Her zaman aklıma ve hislerime en çok yatan en son bilgiyi irdelerim. Herkesi mutlu edemem. Herkese yetemem. Bildiğim şeyler çok az ve arkasında kesin bir bilişle durabileceğim şeylerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu sitedeki yazılı malzemeleri ve bu gibi videolarımı ister uyanış rehberi olarak kullanın, ister gülüp eğlenmek için. Orası size kalmış.

Gerçekler hep acıtmıştır. Geçtiğimiz ay çok hassas yerlere dokundum. Bunun tepkileri beni epey yordu. Bu yüzden yukarıdaki açıklamaları yapma gereği duydum.

mutlu eden yalanlar, rahatsız eden gerçekler

Referans noktamız yok ki? Referans noktamızı bilmiyoruz. Bilemeyiz de; içimizde bir sonsuzluk varken. Tüm sınırlamalara rağmen düşündüğümüz şeyi kimyasal olarak vücudumuzda yaşayabiliyoruz. Hem de düşündüğümüz anda. Biriyle düşüncelerinde kavga edersin, Ona karşı nefretin kabarır. Vücudun zehirlenmeye başlar. Veya dara düştüğünde huzur veren o doğadan kendi köşene çekilirsin. Ya da sevdiğini düşünür başını dizine koyarsın hayalinde, sırtını Ona yaslarsın. O anda yine kendi yarattığın drama bir nebze huzur katmak ve dünyaya tahammül etmek için güvenli duygu limanını yaratırsın. Demek ki her şey düşüncelerinde var oluyor. Sen belirliyorsun. Her yerde ve her anda istediğin durumda varolabiliyorsun. 

Hele bir de bedeninden ayrılmış bir varlık olduğunu düşün. Zihnin tüm tutsaklığından, tüm etik ve sosyal kalıplardan ve bedenindeki kapana kısılmışlıktan özgürsün...

Referans noktamız yok ki? Referans noktamızı bilmiyoruz. Düşüncelerimizde her zaman her yerde varolabiliyoruz. Bu halde bile. Şimdiden bile. 

Referans noktamızı bilmiyoruz. Merkezimiz yok ya da her yer merkez. 
  • Bu yüzden neye göre küçük, neye göre büyüğüz?
  • Kime göre haklı, kime göre haksızız?
  • Kime göre iyi, kime göre kötüyüz?
  • Hangi medeniyetlere göre gelişmişiz, hangilerine göre ilkel?
  • Uzayın merkezine hangi mesafedeyiz?
  • Yaradana ne kadar uzaklıktayız?
  • Nereden ölçmeye başlayacağız?
  • Kime göre neyiz biz?
İşin aslı...
Hepsiyiz biz. Mesafe yok. O burada ve şimdi. Ve her ne OL'ursa.

Papaji usta: Uyanmanın Mutluluğu.
İzleyin lütfen. Video görünmüyorsa tıklayın.
Fotoğraf: Emre Güney

Artık anlatmaya başlıyor...
Emre 1Başına !
Video görünmüyorsa tıklayın

Fikir nasıl çıktı?

Bana çoğu şey müzikle geliyor dostlar. Merak edenler için, bu fikir ilk olarak geçen sene Placebo'nun Without You I'm Nothing parçası ve albüm kapağı ile çıkmıştır. Yani 1 sene önce ocağa koyulmuş bir yemeğin ve iki ay önce yapılan çekimlerin sonucunu izliyorsunuz. Bu seri ile #YDI'de yeni bir dönem daha başlıyor. Dilerim bu seri sizi eğlendirir ve ışık tutar.

#ydi ─ yenidunyaicinipuclari.com
Dünya Simulasyonundan çıkış girişimi

Youtube kanalıma üye olun

Lütfen bu videoya 20 dakikanızı ayırın.
Bu video sizlere 19 Mayıs armağanım.
Beni ağlatıp bana ilham olduğu gibi size de ilham olsun.


Sözü şimdi Ahmet Naç öğretmene bırakıyorum




Şüpheli bir ışıklı cisim videosu mu çektiniz? Durumu netleştirmek için bu kısa rehberimi izleyin. 

Gece ya da gündüz, ışıklı bir cisme doğru yapılan çekimlerde bu videodaki davranışa sahip ışıklı cisimler varsa, sebebi lens vb. optik elemanlar içerisindeki yansımalardır. Böyle davranan cisimler UFO ya da orb olamazlar. Bu eğitici videoyu bu tür tereddütlü hallere ışık tutması için hazırladım.
Güncelleme: 15/10/15 10:30


Laura Eisenhower anlatıyor: Mars kolonisi, kabal planları ve kurtuluşumuz için tüyolar 


mars kolonisi ve kabal planları
Tıkla izle

Videomuz, Haziran 2015'te eski ABD Başkanı Dwight David Eisenhower'ın torununun kızı Laura Magdalene Eisenhower ile yapılan roportajın özetidir. Bildiğimiz gerçekler doğrulanıyor. Karanlık Kabal'ın amacı anlatılırken, bizi onların etkisinden kurtaracak ipuçları veriliyor. 1960'lardan beri Mars'ta insan kolonileri yaşadığına inanamayaksınız. 

Çeviri ve altyazı: Summer Sun - isigacagri2015.blogspot.com
Original video link: https://www.youtube.com/watch?v=OoVPD...

Laura bu bilgileri nereden alıyor?Konferanslarında verdiği bilgilere göre kendisine Kabal tarafindan 2006'da Mars'taki kolonilere gitmesi teklif edilmiş. Genelde Dünya'nın büyük felaketler yaşayıp yok olacağı gibi şeyler söyleyip insanları kandırıyorlar. Mars'a (ki başka yerlerde de koloniler var, buna Lagrange Noktaları dahil) gittiğinizde ise kendinizi tam bir kölelik sistemi içinde buluyorsunuz. Dünya'yı da bu hale getirmeye çalışıyorlar. Özellikle 70'li ve 80'li yıllarda onbinlerce insanı bu kolonilere topladılar. David Wilcock ve Corey Goode bu konu üzerine son zamanlarda pek çok radyo programı yaptı. Laura gibi ailesi olanlar Illuminati'yi çok iyi tanıyorlar. David Wilcock bu ailelerin isimlerini bile verdi. O yüzden Laura'nın bunları bilmesi şaşırtıcı değil. Ayrıca Eisenhower Dünya dışı varlıklarla anlaşma yapan ilk ABD başkanlarından biri. Ancak ne yazık ki anlaşmaları yanlış tarafla yapmış.


Eisenhower'ın Mars kolonisi hakkında doğru söylediğine dair uydu fotoğraflarını,
CNN ve TIME haberlerini içeren video.

Tıkla izle

Arkadaşlar DNA aktivasyonu ve implant kaldırma(removal) seanslarıyla ilgili çok sorular geliyor. Tek tek cevap veremiyorum. Bu konuda benden de çok bilgiye sahip Summer Sun ile birlikte detaylı bir çalışma yapmaya karar verdik. Implant nedir'den başlayarak nasıl yok edilir ya da ettirilir hepsini anlatacağız.

yenidunyaicinipuclari.com

Bağımsız ve taraflı öte dünya basını.
Gerçekleri küresel çöküşten önce bilmek mümkün!


Carl Sagan boyutları ve boyutlar arasındaki iletişimi anlatıyor.
  • Varoluşsal boyutlar bizi nasıl sınırlar?
  • Bir üst boyuttaki varlık alt boyuta neden görünmez?
  • Görünmek isteseydi nasıl görünürdü?
  • Üst boyutu bir süre tecrübe eden varlık alt boyuta bunu nasıl anlatırdı?

    sorularının cevapları bu videoda...




Sirius DVD satışta: 19.99$
Sirius 72 saatlik çevrimiçi izleme şimdi YARI FİYATINA: 4.99$
Gelirlerin tamamı Dr. Steven Greer'ın enerji araştırmalarına harcanacaktır.

Greer dünyanın pek çok yerinden araştırmacı, öğrenci ve bilimadamlarından kurduğu bir ekiple sonsuz/sınırsız evrensel enerji araştırmaları yapmak için bir labaratuvar kurmaktadır ve kendine bağlı CSETI adındaki 1150 kişi üyeli merkezi ile CE-5 tipi (insan tarafından başlatılan dünya-dışı temas) iletişim kurma projelerini yürütmektedir. Aşağıdaki görselden kiralayabilir ya da satın alabilirsiniz. Emre Güney ve yenidunyaicinipuclari.com resmî çevrimiçi SIRIUS dağıtım ortağıdır. Lütfen dikkat: Türkçe altyazı mevcut DVD basımlarında henüz yer almamaktadır. Online izleme/kiralama yöntemine de altyazı henüz gelmemiştir. Yasal izleme kaynaklarından en çabuk kiralama/online stream'e altyazı gelmesi beklenebilir. Bu konudaki gelişmeler bu paragrafta güncellenecektir ve benim kontrol/hizmetim dışındadır. 

Yekra Player
Yekra is a revolutionary new distribution network for feature films.
Sirius


Sirius€ is a feature length documentary that follows Dr. Steven Greer – an Emergency Medicine doctor turned UFO/ New Energy researcher – as he struggles to disclose top secret information about classified energy & propulsion techniques. Along the way, Dr. Greer investigates new technology and sheds light on criminal suppression. He accumulates over 100 Government, Military, and Intelligence Community witnesses who testify on record about their first-hand experiences with UFOs and with the cover-up.
In the course of his research Dr. Greer is asked to look at an amazing find: a humanoid specimen, 6 inches long from the Atacama Desert. Not until 2012 was he given permission to take bone samples and DNA from the specimen. At that same time a pre-eminent geneticist, hearing of this find, offered to do DNA testing. He enlisted an MD from the same university,- world renowned for his work with skeletal anomalies, to view the x-rays and CT scans. Their expertise along with Dr. Greer’s expansive knowledge of the subject bring more questions than answers. Where did this “Atacama Humanoid” come from? Are there others like it? What does it say about the origin of the human species?
While on this odyssey, the audience gains a whole new perspective on technology, human evolution, and clandestine organizations who have manipulated and controlled the public for centuries.



Bundan bir sene önce bugünlerde yaptığım bu çalışmanın şu aralar dinlenmesi
çok uygun, doğru ve yol gösterici olacaktır. Özellikle daha önce hiç dinlemeyenler için.

“Eğer meclis üzerine düşeni yapmazsa insanlar yapacak!”



Yukardaki cümle bu 5 günlük panelin sloganı. Nisan Ayı sonu, Mayıs Ayı başı dünya tarihinin en önemli UFO/Dünya-dışı varlıklar ve ifşaat etkinliğine tanık oluyor. 29 Nisan'da başlayıp 3 Mayıs'a kadar sürecek Citizen Hearing for Disclosure (İfşaat için halk oturumu/paneli/ duruşması) etkinliği Washington DC'de, Beyaz Saray'a iki blok mesafede ve Ulusal Basın Kulübü'nün en büyük balo salonunda gerçekleşiyor.

Bunu bir UFO kongresiyle karıştırmamak gerekiyor. Böyle bir şey bugüne kadar hiç yapılmamış. Etkinlik insan hayatındaki dünya-dışı varlıkların mevcudiyetinin resmen ve açıkça ortaya dökülmesi için çalışacak. ABD bu konuda bir toplantıyı en son 1967'de yapmış. Bu durumda artan gözlem, tanık ve delillere rağmen 47 senedir neden bu konuda hala sessiz kalınıyor sorusunu soruyor.
Güncelleme!: Film çıktı, özeti için tıklayın.

Bu fragman Sirius'un yayına sokmadan 24 saat önce dağıtım ortaklarına gönderdiği özel, alternatif bir fragmandır. Emreskopi, yetkili bir çevrimiçi Sirius dağıtım ortağıdır ve Türkçe'leştirerek bunu size birkaç saat içinde sunmuştur.




Sirius gösteriminiz için ŞİMDİ başvurun: http://www.yekra.com/sirius
Facebook Sirius'u beğenin: https://www.facebook.com/SiriusTheMovie
Twitter Sirius'u takip edin: https://twitter.com/SiriusTheMovie


Bilgi için





Güncelleme!: Film çıktı, özeti için tıklayın.

Mevzu varolup olmamaları değil, 

Buraya nasıl geldikleridir!


Önsöz: Bildirisini aşağıda çevirdiğim bu film, mevcut sistemin "işine gelmediğinden" sinema sektörünce dağıtılıp reklamı yapılamıyor. Bu nedenle bireyler ve sivil toplum kuruluşlarından dağıtımı ve reklamı yapılması isteniyor. Filmin kiralaması/satışı 16 Nisan itibariyle başladı. 10 dolara filmi 72 saatliğine izleme hakkına sahip oluyorsunuz. Film 22 Nisan itibariyle online izlenebilecek ve sağlanan maddi kazancın tamamı araştırma ve teknoloji geliştirmelere harcanak. Türkçe altyazı henüz malesef bulunmuyor. Kiralamak ve izlemek için bu bağlantıyı kullanın. Filmi izleyip üzerinde çalıştıktan sonra kendi izlenimlerimi sizinle paylaşmaya çalışacağım. 

Dr. Greer'ın dünya dışı varlıklarla iletişim kurabilen CE-5 adını verdikleri bir temas grubu olduğu da biliniyor. Dr. Steven Greer kendini UFO İfşaatı, sıfır noktası enerjisi, yerçekimsizlik teknolojisi, yıldızlararası seyahat gibi konulara adamış, aslen hekim olan bir bilimadamıdır. Dr. Steven Greer bu güne kadar, Kanal CBS, BBC, Discovery Channel, History Channel, The Ancient Aliens belgesel dizisi ve Thrive gibi pek çok kanal ve yapımda milyonlarca izleyiciye ulaşmıştır. 

Lütfen yayın ve paylaşın

wordpress banner
Sirius banner
Sevgili arkadaşlar,

SIRIUS filminin 22 Nisan'da ilk gösteriminin yapılacağını duyurduğumuz için çok heyecanlıyız. Bu tarihi not edin! Bugüne kadar anlatılmayan hikayeyi sizinle paylaşacağımız patlayıcı, aydınlatıcı belgeselimizi Dünya çapında yaymak için YEKRA isimli yeni ve ilginç bir dağıtım şirketiyle ortaklık kurmaktayız.

SIRIUS zamanımızın en önemli filmlerinden birisidir. Dr. Steven Greer (İfşaat Hareketi ve Dünyadışı Zeki Yaşamı Araştırma Merkezi'nin kurucusu) tarafından yapılan ve Neverending Light Yapım'ın Emmy ödüllü film yapımcısı Amardeep Kaleka ile çalışılan bu film GERÇEĞİN yayınıdır: Kozmosda yalnız değiliz... ve BURADA, DÜNYADA YALNIZ DEĞİLİZ. Dünya, diğer boyutlar arasında ışıktan hızlı seyahat edebilen gelişmiş Yıldızlararası Medeniyetlerce ziyaret edilmiştir. Enerjinin itme gücüyle ilgili onlardan öğrendiğimiz şey bizi yeni bir çağa götürebilir. Ancak, iktidarda bulunanlar onlara muhtaç olmamız için bizden bu bilgiyi sakladılar. Şimdi HERKESİN bilme zamanıdır.

Bu önemli mesajı dünyaya yaymak için yardımınıza ihtiyacımız var. Filmin çevrimiçi sunulmasıyla biz ilk adımı attık. SİZİN de yardımınızla filmi çok daha ilerilere götürebiliriz. Yekra'nın devrim yaratıcı AffiliateConnect (ortaklık sistemi) metodu ile filmi direkt kendi topluluklarınıza dağıtıp her çevrimiçi kiralamadan ya da kazandırdığınız yeni ortaktan komisyon kazanabilirsiniz. Biz size filmi ve gerekli tüm araç gereci vereceğiz, size ise tanıtımını yapmak kalacak. Bu tamamiyle ücretsiz, basit ve kullanımı kolaydır; istediğiniz zaman üyelikten çıkabilirsiniz.

Kimin SIRIUS ortağı olabileceği ile ilgili hiçbir kısıtlama yoktur ve 5 dakika içerisinde kaydolup başlayabilirsiniz. Bu mesajı ulaştırmamız için lütfen bize yardımcı olun. Bu bilgileri bastırıp saklı tutmak için çok fazla insan yatırım yapıyor. İşte bu, bu filmi dağıtmakta sizden yardım istememizin nedenidir. Bu filmin başarısını görmekten herkes çıkar sağlayacaktır. Dünya'nın kaynaklarını yiyip bitiren 7 milyar insan için, bu değişimi yapmanın zamanı artık gelmiştir. Mesajı dışarı taşımamıza yardım edin ve uzun süredir engellenmiş olan, insanlık için acil olarak gereken, enerji teknolojilerinin bağımsız araştırma ve geliştirmelerine kaynak sağlayın.

Ayrıca şunu da belirtmekten heyecan duyarız ki SIRIUS'un satışlarından elde edilen gelirin %100'ü özgür/sınırsız enerji araştırmaları için kurulacak labaratuvarın yatırımında kullanılacaktır. Bu sınırsız enerji labaratuvarı insanlarca kurulup, insanlık için çalışacaktır.

Size ihtiyacımız var!


Türkçe altyazılı fragman

Buradan dağıtım ortağımız olabilirsiniz.

[SIRIUS newsletter 3 Nisan bildirisi]

Çeviri: Emreskopi


Güncelleme!: Film çıktı, özeti için tıklayın.


Filmin altyazısını çevirmek için bir ekip kurdum. Dostlarla birlikte Türk insanı için canla başla, gönüllü olarak çeviriyoruz. Filmi edinebilenler yakında Türkçe altyazılı olarak izleyebilecekler. Bu konuda tanıdığınız profesyoneller varsa lütfen blogun en üstündeki SIRIUS bannerından benimle irtibata geçsin. O'nları yönlendirin.

Bu videoya mutlaka 25 dakikanızı ayırın. 
Harika görseller ve müziklerle desteklenmiş bol bilgi bulacaksınız.


— 2012 Umut Mesajı —




Şimdi her ne yapıyorsak, bu küçük hayatlarımızdan çıkalım ve şu akıl almaz güzelliği ve kudreti izleyelim.
Uluslararası Uzay İstasyonu'nda her 90 dakikada bir güneşin doğup battığını biliyor muydunuz? Çünkü istasyon açık bir gece çıplak gözle görülebilecek kadar yakın. Bu yüzden, düşmemesi için Dünya'nın çevresinde çok hızlı dönmesi gerekiyor. Ancak bu video kadar değil. Video hızlandırılmış. Gördükleriniz tamamen gerçek.




Battlestar Galactica Sezon 4 Bölüm 4'ten Gaius Baltar'ın olağanüstü konuşması
"Hepiniz bu halinizle mükemmelsiniz!"



Bu kokuşmuş düzene, yüzeysel, uyuşturucu, sığ meşgaleler ve sorunlarla dolu yaşama tutkuyla bağlanmış olabilirsiniz. Gelecekten korkuyor olabilirsiniz. Çünkü geçmiş ve şimdi alıştığınızdır. Geçmiş ve şimdi bildiğiniz ve gördüğünüzdür. Bilmediğiniz ve alışmadığınızla devam etmeyi değil 10 binlerce yıldır anlatılan, öğretilen ve yaşananlarla devam etmeyi tercih edersiniz. Tarihi tekerrür ettirmeye, toz ve kavga gürültüye alıştınız. Sırtlarınızda faturalar, kartlar ve kredilerle yaşamaya, çocuklarınızn hayatını 5 para etmez eğitimle 20 yıl yakmaya alışıksınız. İnsanoğlu trajediyi çok sever. Keder ve çaresizlik bağımlısıdır insan. Böylece takıldığı her noktada, eksik kaldığı her kişi ve göreve karşı sunabileceği bir nedeni, bir savunması vardır. Neden bu kadar zor, neden bu kadar karışık olmak zorunda olduğunu hiç düşünmediniz. Hayat ya işte. Zor olmalı, ekmek aslanın ağzında, borç yiğidin kamçısıdır falan. "Modern kölelerin tesellisi."

Yahu Dünya'nın bir zamanlar düz olduğunu sanan ve bunu dine bağlı bir tutuculukla ölesiye savunan bir süreçten geliyoruz. Düz Dünya anlayışından avucumuzun içine sığan tüm dünya
GÜNCELLEME (18/04/14): Enerji konularıyla ilgilenenler, Nisan 2013'de çıkmış olan SIRIUS Belgesel Filmi ile ilgili yayınlarımı mutlaka okumalılar. Aşağıda sırasıyla çıkarıyorum. Film benim bu yazımı/videomu hazırladıktan tam iki sene sonra aynı gün çıktı. Aşağıdaki bağlantılardan film içeriği ile ilgili yayınlarımı okuyabilir, ya da filmi indirip Türkçe Altyazısı ile izleyebilirsiniz.  SIRIUS filmi altyazısı, Emre Güney ve ekibinin gönüllü katkılarıyla hazırlanmıştır. Ayrıca yine yoğunlukla enerji konularına yer vermiş Thrive belgeseli de şiddetle önerilir.
  1. http://www.yenidunyaicinipuclari.com/2013/04/sirius-turkce-fragman.html
  2. http://www.yenidunyaicinipuclari.com/2013/04/sirius-belgesel-filmini-duyurun.html
  3. http://www.yenidunyaicinipuclari.com/2013/04/sirius-filmi-izlenimlerim.html

[Buradan itibaren 2011 Nisan'ında hazırladığım yayın aynen devam etmektedir.]




Her yer enerji! Biz yeter ki onu kullanabileceğimiz dile çevirmesini bilelim! Videoda yapılan devre Nikola Tesla'nın saklanıp geliştirilmeyen "havadan" elektrik elde etme yöntemidir. Bahsi geçen diğer cihazlar Moray, Hans Coler, Lester Hendershot, Alfred Hubbard ve Testatika makinasıdır. Bu makinaların görsellerini videonun altında bulabilirsiniz.




İşte bu ahmak düzenin kurucu ve kollayıcıları bu bilgi ve teknolojileri sindirip engelleyerek en ilkel ve verimsiz enerjileri yaşam kaynağımız Dünya'ya zarar vermek pahasına, hem de parayla bize satmaktalar. Aşağıda Nikola Tesla sonrasında keşfedilen, videonun sonunda bahsettiğim diğer beş cihazı görebilirsiniz.

Moray Cihazı


Hans Coler Cihazı


Lester Hendershot Cihazı


Alfred Hubbard Cihazı



Testatika Makinesi



"Günümüz realitesinde teknoloji sıklıkla üst sınıfın elindedir. Öyle ki çoğu zaman bizi güce ve afetlere götürür. Bizler herşeyi para için inşa ediyoruz. Oysa galaktik toplumlarda para yer almaz. Teknoloji herkes için, herkes yararına ve sevgiyle kullanılır." [Ben-Arion]